ISTANBUL STATE OPERA SOCIAL MEDIA POST
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), 20. yüzyılın en önemli sopranolarından Leyla Gencer anısına Don Giovanni operasını sahneledi.
İDOB müdürü ve genel sanat yönetmeni Caner Akgün, Leyla Gencer’in 16 yıl önce 10 Mayıs’ta hayata gözlerini yumduğunu belirterek, “Biz de bu vesileyle 9 Mayıs’taki ‘Don Giovanni’ temsilimizi kendisine adıyoruz. Bu tür görünürlükleri ve belirteçleri yapmak istiyoruz çünkü geçmişiyle ilişki kuran toplumlar ve kurumlar geleceğe de ışık tutuyor. Eğer biz değer verdiğimizi gösterirsek bizden sonraki kuşaklar da neden önemli olduğunu araştırmak ister” dedi.
“Elinizdeki bütün materyalleri getirin ve dijital arşivimize yükleyelim”
Akgün, bilinçli opera seyircisinin doğru arşivleri gören insanlardan oluşacağına dikkati çekerek, “Bu bizim için çok önemli ve aslında bu işe başlama ana fikrimiz. Bu bilinçle 1960’ta başlayan serüvenimizi bugüne kadar taşımak ve dijital ortama yansıtmak istiyoruz. Sanatseverlere açık çağrı yapıyoruz, elinizdeki bütün materyalleri getirin ve İDOB bunları filtrelerden geçirip dijital arşivine yüklesin. Dijitalin yanı sıra fiziksel olarak da bu materyallerin burada yer edinmesini istiyoruz.
İnsan aidiyet duyduğu yerde mutlu olur, aidiyet kurabilmek için de geçmişle ilişkili olmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“En büyük amacımız, evrensel kültür sanat kriterlerini yerine getiren bir kurum olmak”
İDOB solistlerinden 1997’de hayatını kaybeden soprano Zehra Yıldız’a da 1 Haziran’daki “Uçan Hollandalı” temsilini adayacaklarını belirten Caner Akgün, “Kendisi çok önemli işler yapmıştı. Kariyerinin zirvesindeyken maalesef talihsiz bir beyin kanamasıyla kendisini kaybettik. Onun anısına da bu olayı gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.
Caner Akgün, haziranda gerçekleşecek 15. Uluslararası
İstanbul Opera ve Bale Festivali’nin önemli bir görünürlük sağladığının altını
çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Festivalde ‘Uçan Hollandalı’, ‘Madame Butterfly’,
‘Zorba’ balesi temsilleri, bale yarışması, çocuk oyunları, ‘Tan Sağtürk ile
Bale Dünyası’ ve bizi çok heyecanlandıran ‘Carmina Burana’ temsili olacak.
Carmina Burana’yı sahneleme şeklimiz gelecekteki yaklaşımımıza mercek tutuyor.
Hem sanat eleştirmenleri hem sanat kuramı üzerine çalışanların ilgisini
çekeceğini düşünüyorum. Boşluk kullanarak kütleler daha çok sıyrılmış, ışıkla
kavramsal ve dolaylı anlatımın daha fazla olduğu modern çizgide bir yaklaşım olacak.
Herkesi bu festivale bekliyoruz. Sezon içerisinde de İDOB’un köklerinden
beslendiği yeni eserleri ve değerlerini andığı yeni etkinlikleri takip
etsinler. 7’den 70’e mesaj verirken ve geleceğe yüzünü tutmuş, ideal çizgiler
için evrensel kültür sanat kriterlerini yerine getiren bir kurum olmak en büyük
amacımız.”
Milano, Roma, Venedik, Viyana, Paris, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio ve Chicago'da birçok kez başrolde sahne alan, dünyada "Türk Divası" (La Diva Turca) olarak tanınan Leyla Gencer, vefatının 15. yılında yad ediliyor.
Hilal Uştuk
Asıl adı Ayşe Leyla Çeyrekgil olan sanatçı, tüm dünyada opera sanatına katkıda bulunan ve gelmiş geçmiş en iyi beş kadın opera sanatçısı arasında gösteriliyor.
Usta sanatçı Gencer, Safranbolu'nun Yörük köyünden Hasanzade İbrahim Çeyrekgil ile aslen Polonyalı Alexandra Angela Minakovska'nın çocuğu olarak, 10 Ekim 1928'de Polonezköy'de dünyaya geldi.
Fransız bakıcısından dil öğrenerek Fransız klasiklerini okumaya başlayan sanatçı, çocukluğunda edebiyat, tiyatro, müzik, sanat ve kültürün her alanında geniş bilgiler edindi.
Babasını genç yaşta kaybeden Gencer, 18 yaşındayken İbrahim Gencer ile evlendi. Evlendikten sonra da eğitimine devam eden sanatçı, kariyeri boyunca eşi tarafından desteklendi.
Notre Dame de Sion'un ardından gittiği İstanbul İtalyan Lisesi'nden mezun olan Gencer, bir süre Beyazıt Kütüphanesi'nde çalıştı.
Reine Gelenbevi, Cemal Reşit Rey ve Muhittin Sadak'tan eğitim aldı.
Konservatuvardaki ilk gününde La Scala'da sahneye çıkmayı kafasına koyan Gencer, 1946-1949'da İstanbul Şehir Korosunda solo sanatçısı olarak yer aldı.
Ankara Devlet Konservatuvarına şan eğitimi vermek üzere davet edilen ünlü İtalyan sanatçı Arangi Lombardi'yi ziyaret ederek sesini dinleten Gencer, performansıyla sanatçıyı etkiledi. Lombardi, Gencer'in konservatuvarı bırakarak kendisiyle Ankara'ya gelmesini isteyince, sanatçı İstanbul Konservatuvarındaki eğitimini yarıda bıraktı. Gencer Ankara'da, İtalyan tenor Apollo Granforte, Adolfo Camozzo, Di Ferdinando, George Reinwald ve Domenico Trizzio'nun da öğrencisi oldu.
Usta sanatçı, 1949'da operanın bağlı bulunduğu Devlet Tiyatrosu sınavlarına girdi. Sınavı kazanan Gencer, operanın solist kadrosunda yer olmadığından koro kadrosuna alındı.
"İnsan hiçbir zaman köklerini inkâr etmemeli"
Opera kariyerine 1950'de Ankara Devlet Tiyatrosunda Cavalleria Rusticana eserindeki "Santuzza" rolüyle adım atan sanatçı, İtalya'da da ilk kez bu rolle seyirci karşısına çıktı.
Gencer, ilk sahne deneyimine ilişkin TRT'de 1990'da yayınlanan röportajında, "Ben sahneye ilk adımımı Ankara Devlet Operasında attım ve 'Cavalleria Rusticana' ile başladım. Sene 1950, 15 Ocak. 15 Ocak 1990'da Rossini seminerime başladım, İstanbul Devlet Tiyatrosunda. Bu benim için çok güzel bir olaydı. Aradan şöyle bir 40 sene geçmiş yani kolay değil." ifadelerini kullanmıştı.
La Scala'ya ilk gittiğinde yaşadıklarını da aynı röportajda dile getiren sanatçı, şunları söylemişti:
"Ben ilk kez İtalya'da Scala'ya gittiğim zaman, (Antonio) Ghiringhelli diye bir umum müdürü vardı. Harpten sonra uzun seneler kaldı. Beni ilk defa Scala'ya davet ettiği zaman, 'Siz büyük bir kariyer yapmak isterseniz bir İtalyan ismi alın.' dedi bana. 'Hayır. Ben kendi ismimle kariyer yapmak istiyorum.' dedim. 'Ama senin ismin bir Türk ismi. İtalyan ismi alırsan diğer Amerikalı arkadaşların gibi, daha çabuk isim yaparsın.' dedi. 'Zararı yok. Ben daha yavaş isim yaparım ama kendi Türk ismimle yapacağım.' dedim. Yani insan hiçbir zaman köklerini inkâr etmemeli."
ABD Başkanı Eisenhower için 1953'te Çankaya Köşkü'nde sahne aldı
Birçok resmi devlet resepsiyonunda sahne alan Gencer, 1953'te ABD Başkanı Dwight Eisenhower için Çankaya Köşkü'nde verilen konserde, Henry Purcell'a ait "Didone" aryasını söyledi.
Leyla Gencer, Fransız Parlamento Başkanı ve Dışişleri Bakanı için ise Faust operasının "Mücevherler" aryasını seslendirdi.
Türkiye ile İtalya arasında 1953'te gerçekleştirilen kültür anlaşması kapsamında, Roma'da bir resital vermek üzere görevlendirilen Gencer'in yaşamı ve kariyeri, büyük başarı elde ettiği konserin ardından farklı bir yön kazandı. Konserdeki performansı dolayısıyla RAI Stüdyoları Genel Müdürü ve Müzik Yönetmeni Mairo Labroca, Gencer'i sesini dinletmesi için Napoli'deki San Carlo Operası'na gönderdi.
Gencer, San Carlo Operası ile 1954'te Napoli'de gerçekleştirilen yaz festivalinde yeniden "Santuzza" rolünü oynadı. "Yevgeni Onegin" ve "Madam Butterfly"da başrol alan Gencer, "Madam Butterfly" operası için yıl içinde 23 kez sahne aldı.
"Napolili Türk" olarak anılmaya başlayan usta sanatçı, "La Traviata"daki "Violetta" rolünü, Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki operalarda canlandırdı, uluslararası festivallere katıldı ve piyano eşliğinde resitaller verdi.
La Scala'daki başarısıyla primadonna oldu
Leyla Gencer, 1956'da San Francisco'da rahatsızlanan Renata Tebaldi'nin yerine 1956'da "San Francesca de Rimini" operasında sahne aldı. San Francisco Operası ile 1957'de "La Traviata" eserinde "Violeta"yı seslendiren sanatçı, "Lucia di 74 Lammermoor" adlı eserde ise Maria Callas'ın yerine "Lucia" rolünü üstlendi.
Konservatuvara girdiği ilk günden itibaren hayalini kurduğu, operanın merkezi sayılan Milano'daki La Scala'da 26 Ocak 1957'de sahneye çıkan sanatçı, Francis Poulenc'in "Les Dialogues de Carmelites" operasındaki başarısıyla primadonnalığa yükseldi.
Gencer, Milano'da La Scala'da Verdi, Bellini, Donizetti, Mozart, Monteverdi, Tchaikovsky ve Puccini'nin de aralarında bulunduğu ünlü bestecilerin eserlerini başarıyla yorumladı.
Londra Royal Albert Hall ve New York Carnagie Hall'de orkestra eşliğinde çok sayıda konser veren sanatçı ayrıca Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Rio de Janerio, Bilbao ve Chicago'da sahne aldı.
Leyla Gencer, son kez 1985'te Venedik Fenice Tiyatrosu'nda opera seslendirdi, 1994'te Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası'nı aldı.
İtalya'da Caruso Ödülü aldı
Kariyeri boyunca 23 bestecinin 72 eserini repertuvarına alan sanatçı, konserlerini 1992'ye kadar sürdürdü. Sonraki yıllarda genç sanatçılar yetiştiren Gencer, Ankara ve İstanbul'da opera seminerleri verdi.
Gencer, Türkiye'de opera sanatının tanınması ve gelişmesi için birçok çalışmaya imza attı, araştırmacı yönüyle Türk ve dünya operasına önemli katkılarda bulundu. Dönemi itibarıyla unutulmuş birçok opera eserini tozlu arşivleri tarayarak gün yüzüne çıkaran sanatçı, yorumladığı eserleri yeniden opera dünyasına kazandırdı.
"Devlet Sanatçısı" unvanını 1988'de alan sanatçı, 2007'de İtalya'da Caruso Ödülü'ne layık görüldü.
Opera dünyasına yeni yetenekler kazandırmayı amaçlayan "Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması" sanatçı adına ilk kez 1995'te düzenlenmeye başladı.
Ayrıca 2004'te Türkiye'de Leyla Gencer adına gümüş hatıra parası basıldı.
Birçok ülkeden ve kurumdan sayısız ödülle nişan alan Gencer'e, pek çok ülke vatandaşlık teklifinde bulundu. Tekliflerin tamamını geri çeviren sanatçı, "Ben, Anadolu çocuğuyum." diyerek, yaşamı boyunca Türk vatandaşlığını onurla taşıdı.
Hakkında, Zeynep Oral'ın yazdığı "Tutkunun Romanı: Leyla Gencer" kitabının yanı sıra birçok yazı ve araştırma kaleme alınan Gencer, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle 10 Mayıs 2008'de Milano'daki evinde hayata veda etti.
CONCERT IN MEMORY OF LEYLA GENCER
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB), 20. yüzyılın dünyaca tanınmış sopranolarından Leyla Gencer'i, vefatının 15. yılında Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesi'nde andı. Hilal Uştuk 10.05.2023
İDOB'dan yapılan açıklamaya göre konserde, Wolfgang Amadeus Mozart'ın "Figaro'nun Düğünü", "Sihirli Flüt", Giuseppe Verdi'nin "La Forza del Destino", "Don Carlo", "Maskeli Balo", "Aida", "I Vespri Siciliani", Gioachino Rossini’nin "Sevil Berberi", Gaetano Donizetti’nin "Anna Bolena", Vincenzo Bellini'nin "Norma", Jules Massenet’in "Manon", Pietro Mascagni'nin "Cavalleria Rusticana", Camille Saint-Saens'in "Samson ile Dalila" adlı operalarından aryalar yorumlandı.
Fügen Yiğitgil'in piyanosuyla eşlik ettiği konserde, Esra Abacıoğlu Akcan, Perihan N.Artan, Aylin Ateş, Aslı Ayan, Jaklin Çarkçı, Evren Ekşi, Anna Sirel Y. Etyemez, Nesrin Gönüldağ, Gülbin Günay, Otilia İpek, Nazlı Deniz Süren, Hande Soner Ürben ve Evren Işık Yasemin solist olarak sahne aldı.
Batı ülkelerinde "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak ün yapan Leyla Gencer, Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janerio, Bilbao ve Chicago'da birçok konser verdi.
Başarılı sanatçı, unutulmaz operaların karakterleri Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Floria Tosca, Lucrezia, Madam Butterfly, Aida ve Violetta karakterlerine uzun yıllar hayat verdi.
Tüm dünyada opera sanatına katkıda bulunan ve gelmiş geçmiş en iyi beş kadın opera sanatçısı arasında gösterilen Leyla Gencer, vefatının 14. yılında anılıyor.
Aişe Hümeyra Bulovalı
Leyla Gencer, Safranbolu'nun Yörük köyünden Hasanzade İbrahim Çeyrekgil ile aslen Polonyalı Alexandra Angela Minakovska'nın çocuğu olarak, 10 Ekim 1928'de Polonezköy'de dünyaya geldi.
Fransız bakıcısından Fransızca öğrenerek, Fransız klasiklerini okumaya başlayan sanatçı, çocukluğunda edebiyat, tiyatro, müzik, sanat ve kültürün her alanında geniş bilgiler edindi.
Babasını genç yaşta kaybeden Gencer, 18 yaşındayken İbrahim Gencer ile evlendi. Evlendikten sonra da eğitimine devam eden sanatçı, kariyeri boyunca eşi tarafından desteklendi.
Notre Dame de Sion'un ardından gittiği İstanbul İtalyan Lisesi'nden mezun olan Gencer, bir süre Beyazıt Kütüphanesi'nde çalıştı.
Leyla Gencer, İstanbul Konservatuvarında şan eğitimi aldığı sırada Reine Gelenbevi, Cemal Reşit Rey ve Muhittin Sadak'ın öğrencisi oldu.
İtalya'nın ünlü opera sanatçılarından Lombardi'yle çalıştı
Konservatuvardaki ilk gününde La Scala'da sahneye çıkmayı kafasına koyan Gencer, 1946-1949'da İstanbul Şehir Korosunda solo sanatçısı olarak yer aldı.
Ankara Devlet Konservatuvarına şan eğitimi vermek üzere davet edilen ünlü İtalyan sanatçı Arangi Lombardi'yi ziyaret ederek sesini dinleten Gencer, performansıyla sanatçıyı etkiledi. Lombardi, Gencer'in konservatuvarı bırakarak, kendisiyle Ankara'ya gelmesini isteyince, sanatçı İstanbul Konservatuvarındaki eğitimini yarıda bıraktı. Sanatçı Ankara'da, İtalyan tenor Apollo Granforte, Adolfo Camozzo, Di Ferdinando, George Reinwald ve Domenico Trizzio'nun da öğrencisi oldu.
Usta sanatçı, 1949'da operanın bağlı bulunduğu Devlet Tiyatrosu sınavlarına girdi. Sınavı kazanan Gencer, operanın solist kadrosunda yer olmadığından koro kadrosuna alındı.
Kariyerine 1950'de Ankara Devlet Tiyatrosu'nda Cavalleria Rusticana eserindeki "Santuzza" rolüyle adım atan sanatçı, İtalya'da da ilk kez bu rolle seyirci karşısına çıktı.
Birçok resmi devlet resepsiyonunda sahne alan Gencer, 1953'te ABD Başkanı Dwight Eisenhower için Çankaya Köşkü'nde verilen konserde, Henry Purcell'a ait "Didone" aryasını söyledi.
Gencer, Fransız Parlamento Başkanı ve Dışişleri Bakanı için ise Faust operasının "Mücevherler" aryasını seslendirdi.
Türkiye ile İtalya arasında 1953'te gerçekleştirilen kültür antlaşması kapsamında, Roma'da bir resital vermek üzere görevlendirilen Gencer'in yaşamı ve kariyeri, büyük başarı elde ettiği konserin ardından farklı bir yön kazandı. Konserdeki performansı dolayısıyla RAI Stüdyoları Genel Müdürü ve Müzik Yönetmeni Mairo Labroca, Gencer'i sesini dinletmesi için Napoli'deki San Carlo Operası'na gönderdi.
Gencer, San Carlo Operası ile 1954'te Napoli'de gerçekleştirilen yaz festivalinde yeniden "Santuzza" rolünü oynadı. "Yevgeni Onegin" ve "Madam Butterfly"da başrol alan Gencer, "Madam Butterfly" operası için yıl içinde 23 kez sahne aldı.
"Napolili Türk" olarak anılmaya başlayan usta sanatçı, "La Traviata"daki "Violetta" rolünü, Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki operalarda canlandırdı, uluslararası festivallere katıldı ve piyano eşliğinde resitaller verdi.
La Scala'da 1957'de sahneye çıktı
Leyla Gencer, 1956'da San Francisco'da rahatsızlanan Renata Tebaldi'nin yerine 1956'da "San Francesca de Rimini" operasında sahne aldı. San Francisco Operası ile 1957'de "La Traviata" eserinde "Violeta"yı seslendiren sanatçı, "Lucia di 74 Lammermoor" adlı eserde ise Maria Callas'ın yerine "Lucia" rolünü üstlendi.
Konservatuvara girdiği ilk günden itibaren hayalini kurduğu, operanın merkezi sayılan Milano'daki La Scala'da 26 Ocak 1957'de sahneye çıkan sanatçı, Francis Poulenc'in "Les Dialogues de Carmelites" operasındaki başarısıyla primadonnalığa yükseldi.
Gencer, Milano'da La Scala'da Verdi, Bellini, Donizetti, Mozart, Monteverdi, Tchaikovsky ve Puccini'nin de aralarında bulunduğu ünlü bestecilerin eserlerini başarıyla yorumladı.
Londra Royal Albert Hall ve New York Carnagie Hall'de orkestra eşliğinde çok sayıda konser veren sanatçı ayrıca Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Rio de Janerio, Bilbao ve Chicago'da sahne aldı.
Leyla Gencer, son kez 1985'te Venedik Fenice Tiyatrosu'nda opera seslendirdi, 1994'te Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası'nı aldı.
İtalya'da Caruso Ödülü aldı
Kariyeri boyunca 23 bestecinin 72 eserini repertuvarına alan sanatçı, konserlerini 1992'ye kadar sürdürdü. Sonraki yıllarda genç sanatçılar yetiştiren Gencer, Ankara ve İstanbul'da opera seminerleri verdi.
Gencer, Türkiye'de opera sanatının tanınması ve gelişmesi için birçok çalışmaya imza attı, araştırmacı yönüyle Türk ve dünya operasına önemli katkılarda bulundu. Dönemi itibariyle unutulmuş birçok opera eserini, tozlu arşivleri tarayarak gün yüzüne çıkaran sanatçı, yorumladığı eserleri yeniden opera dünyasına kazandırdı.
"Devlet Sanatçısı" unvanını 1988'de alan sanatçı, 2007'de İtalya'da Caruso Ödülü'ne layık görüldü.
Sanatçı adına ilki 1995'te düzenlenen "Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması" ile opera dünyasına yeni yetenekler kazandırılması amaçlanıyor. Ayrıca 2004'te Türkiye'de Leyla Gencer adına gümüş hatıra parası basıldı.
Birçok ülkeden ve kurumdan sayısız ödülle nişan alan Gencer'e, pek çok ülke vatandaşlık teklifinde bulundu. Tekliflerin tamamını geri çeviren sanatçı, 'Ben, Anadolu çocuğuyum.' diyerek, yaşamı boyunca Türk vatandaşlığını onurla taşıdı.
Hakkında, Zeynep Oral'ın kaleme aldığı "Tutkunun Romanı: Leyla Gencer" kitabının yanı sıra birçok yazı ve araştırma kaleme alınan Gencer, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle 10 Mayıs 2008'de Milano'daki evinde hayata veda etti.
Event Programme
19.00 Cocktail
19.30 Concert Ankara State Opera Artists
20.30 Screening Documentary Leyla Gencer: La Diva Turca
Leyla Gencer Safranbolu'da Anılacak.
Dünyanın önemli sopranolarından, "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak ün kazanan Leyla Gencer, vefatının 14. yılı dolayısıyla 10 Mayıs'ta baba ocağı Karabük'ün Safranbolu ilçesinde çeşitli etkinliklerle anılacak.
Safranbolu'nun Yörük köyünden Hasanzade İbrahim Çeyrekgil ile aslen Polonyalı olan Alexandra Angela Minakovska'nın çocukları olarak 1928 yılında dünyaya gelen ve 80 yaşında vefat eden "Türk Divası" (Diva Turca) Gencer için Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı ile Safranbolu Belediyesi öncülüğünde anma etkinlikleri organize edildi. Ölüm günü olan 10 Mayıs'ta köyünden başlayacak etkinliklerde, köy muhtarı ve köyün ileri gelenleri tarafından Çeyrekgil ailesiyle ilgili bilgiler verilecek, "Tutkunun Romanı: Leyla Gencer" adlı kitabı kaleme alan Zeynep Oral'ın imza günü gerçekleştirilecek. Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının konseriyle devam edecek etkinliklerde, "Leyla Gencer: La Diva Turc" isimli belgesel izlenecek. Ayrıca, katılımcılara Gencer'in dedesiyle ünlenen börekten ikram edilecek. Her Yıl Yaşatmaya Çalışacağız Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar Yörük köyünden Çeyrekgil ailesinin kızı olan Gencer'in İtalyan Lisesi'nde başlayan sanat hayatının dünyanın önde gelen isimleri arasına girmesiyle devam ettiğini söyledi. Gencer'in çok güzel bir kariyer elde ettiğini belirten Dizdar, "Biz onun ölüm yıl dönümü olan 10 Mayıs'ta ilk defa köyünden başlayan birtakım etkinlikler yapacağız. Çok büyük sanatkâr, ünü Türkiye'nin sınırları dışına çıkmış. Özellikle İtalya'da yaptığı çalışmalarla çok büyük ün kazanmış." diye konuştu. Etkinliklerle ilgili bilgi de veren Dizdar, "Herkes çok mutlu oluyor, gurur duyuyor böyle bir büyüğümüz olmasından dolayı. Anma dolayısıyla herkesin heyecanı var. Etkinlikte sopranolar onun adına konser verecek, filmi izletilecek. Hemşehrileri, köylüleriyle birlikte her yıl yaşatmaya çalışacağız." dedi. Leyla Gencer İbrahim Çeyrekgil ile Alexandra Angela Minakovska'nın çocukları olarak 10 Ekim 1928'de Polonezköy'de dünyaya gelen Gencer, Notre Dame de Sion'da başladığı öğrenimine İstanbul İtalyan Lisesi'nde devam etti. İstanbul Konservatuvarında şan eğitimi alan Gencer, İstanbul Şehir Korosu'nda solo sanatçısı ve Ankara Devlet Tiyatrosunda solist olarak yer aldı. "La Traviata"daki Violetta rolünü, Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki operalarda oynayan, uluslararası festivallere katılan ve piyano eşliğinde resitaller veren Gencer, 1953'te ABD Başkanı Dwight Eisenhower için Çankaya Köşkü'nde verilen konserde Henry Purcell'a ait "Didone" aryasını söyledi. Kariyeri boyunca Milano, Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires, Londra, Rio de Janeiro, Bilbao, Chicago gibi dünyanın birçok kentinde sahneye çıkan sanatçı, Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Filoria Tosca, Lucrezia, Madam Butterfly, Alceste, Aida, Violetta ve Leonora'nın sesi oldu. Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası bulunan Gencer, 1988'de verilen "Devlet Sanatçısı" unvanının yanı sıra en son 2007'de İtalya'da aldığı Caruso Ödülü'ne kadar pek çok önemli ödülün ve nişanın sahibi oldu. Adına "Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması" düzenlenen, hayatını anlatan "Leyla Gencer: La Diva Turca" belgeseli bulunan Gencer için 2004'te Türkiye'de gümüş hatıra parası basıldı. Hakkında birçok kitap yazılan ve dünyada "Türk Divası" (Diva Turca) olarak tanınan Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008'de Milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayata veda etti. Vefatının ardından Safranbolu'daki baba ocağı Yörük köyünde ünlü sanatçının bir büstü yapıldı. Anılarının yaşatılması amacıyla onarımı devam eden baba evinde Gencer'in kişisel eşyaları sergilenecek.
Leyla Gencer Baba Ocağı Yörük Köyünde anıldı.
Dünyaca ünlü opera sanatçısı Leyla Gencer, baba ocağı Yörük Köyünde anıldı Dünyanın önemli sopranolarından, "La Diva Turca", "La Gencer", "La Regina" olarak ün kazanan Leyla Gencer, vefatının 14. yılı dolayısıyla baba ocağı Karabük'ün Safranbolu ilçesinde çeşitli etkinliklerle anıldı.
Safranbolu'nun Yörük köyünden Hasanzade İbrahim Çeyrekgil ile aslen
Polonyalı olan Alexandra Angela Minakovska'nın çocukları olarak 1928 yılında
dünyaya gelen ve 80 yaşında vefat eden "Türk Divası" (Diva Turca)
Gencer için Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı ile Safranbolu Belediyesi
öncülüğünde anma etkinlikleri organize edildi. Babaevinin bahçesindeki Leyla
Gencer büstünün önünde başlayan etkinlikte, Karabük'ten yayın yapan BRTV
Yönetim Kurulu Mehmet Çetinkaya, Yörük Köyü Kültür Mirasını Koruma ve Dayanışma
Vakfı Başkanı Hüseyin Remzi Çağlayan, Yazar Doğan Satmış ve "Tutkunun
Romanı: Leyla Gencer" adlı kitabı kaleme alan Zeynep Oral, yaptıkları
konuşmada, Çeyrekgil ailesi ve Leyla Gencer hakkında bilgiler verdi. Daha sonra
ilçede bulunan Safranbolu Belediyesi Leyla Dizdar Kültür Merkezinde devam eden
etkinlikte Zeynep Oral, imza günü gerçekleştirdi. Katılımcılara, Gencer'in
dedesiyle ünlenen börekten ikram edildi, Devlet Opera ve Balesi sanatçıları bir
konser verdi. Etkinlikler, Gencer'in hayatını anlatan belgeselin izlenmesi ile
son buldu. Etkinliklere, Karabük Valisi Fuat Gürel, Safranbolu Belediye Başkanı
Elif Köse, Safranbolu Kültür ve Turizm Vakfı Başkanı Şefik Dizdar, ile diğer
protokol üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Leyla Gencer Kimdir? İbrahim
Çeyrekgil ile Alexandra Angela Minakovska'nın çocukları olarak 10 Ekim 1928'de
Polonezköy'de dünyaya gelen Gencer, Notre Dame de Sion'da başladığı öğrenimine,
İstanbul İtalyan Lisesi'nde devam etti. İstanbul Konservatuvarında şan eğitimi
alan Gencer, İstanbul Şehir Korosu'nda solo sanatçısı ve Ankara Devlet
Tiyatrosunda solist olarak yer aldı. "La Traviata"daki Violetta
rolünü, Avrupa'nın çeşitli kentlerindeki operalarda oynayan, uluslararası
festivallere katılan ve piyano eşliğinde resitaller veren Gencer, 1953'te ABD
Başkanı Dwight Eisenhower için Çankaya Köşkü'nde verilen konserde Henry
Purcell'a ait "Didone" aryasını söyledi. Kariyeri boyunca Milano,
Roma, Napoli, Venedik, Viyana, Paris, San Francisco, Köln, Buenos Aires,
Londra, Rio de Janerio, Bilbao, Chicago gibi dünyanın birçok kentinde sahneye
çıkan sanatçı, Lucia, Norma, Lady Macbeth, Queen Elizabeth, Filoria Tosca,
Lucrezia, Madam Butterfly, Alceste, Aida, Violetta ve Leonora'nın sesi oldu.
Sevda-Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası bulunan Gencer, 1988'de
verilen "Devlet Sanatçısı" unvanının yanı sıra en son 2007'de
İtalya'da aldığı Caruso Ödülü'ne kadar pek çok önemli ödülün ve nişanın sahibi
oldu. Adına "Leyla Gencer Uluslararası Şan Yarışması" düzenlenen,
hayatını anlatan "Leyla Gencer: La Diva Turc" belgeseli bulunan
Gencer için 2004'te Türkiye'de gümüş hatıra parası basıldı. Hakkında birçok
kitap yazılan ve dünyada Türk Divası olarak tanınan Leyla Gencer, 10 Mayıs
2008'de Milano'daki evinde kalp ve solunum yetmezliğine bağlı olarak hayata
veda etti. Vefatının ardından Safranbolu'daki baba ocağı Yörük köyünde ünlü
sanatçının büstü yapıldı. Anılarının yaşatılması amacıyla onarımı devam eden
babaevinde Gencer'in kişisel eşyaları sergilenecek.
A Selection from Ahmet Etem Erenli, General Manager of Borusan Sanat
1-
Norma (Bellini) Seduzione voci.... Casta Diva
09.01.1965
Orchestra e Coro del Teatro alla Scala
Gianandrea Gavazzeni conductor
2- La Traviata (Verdi) Addio del passato
12-16 June 1956
RAI Symphony Orchestra, Turin
Arturo Basile conductor
3-
Anna Bolena (Donizetti) Come innocente giovane ... Piangete voi ... Al
dolce guidami
23.11.1965
RAI Symphony Orchestra, Milan
Gianandrea Gavazzeni conductor
4-
Maria Stuarda (Donizetti) Figlia impura di Bolena... Di un cor che more
02.05.1967
Orchestra e Coro del Maggio Musicale Fiorentino
Francesco Molinari-Pradelli conductor
5-
Lucia di Lammermoor (Donizetti) Ardon gli incensi
30.11.1957
Orchestra e Coro del Teatro Comunale G. Verdi di Trieste
Oliviero de Fabritiis conductor
6-
La forza del festino (Verdi) Pace, pace mio dio
05.07.1957
Bühnen der Stadt, Köln (Orchestra e Coro del Teatro alla Scala)
Antonino Votto conductor
CONCERT IN
MEMORY OF LEYLA GENCER
Leyla Gencer, Milano'da Dünyanın En Ünlü Operası La Scala’da.. Leyla Gencer Londra’da... Paris’te... Frankfurt’ta... New York’ta...
Bir Türk Opera sanatçısı hem de dünyayı fethediyor, dünya gazetelerinde "Leyla" diye manşetler çıkıyor... "Leyla Gencer La Diva Turca!"
Olacak şey mi?
Onu örnek gösterdi Leyla... Hep gazetelerde okuyoruz. "Bir İtalyan konuk diye sahne alıyor da ben Türküm üstelik, niye alamıyorum."
"İşte o yüzden" dediler. "Yabancı olsan, konuk olurdun. Türk olduğun için kadroda olman gerek..."
Leyla ağlamaklı oldu... Opera oynamak için geldiği Ankara'da bir konser verdi. Üniversite Konseri... Dil Tarih Coğrafya Fakültesi salonunda bir cumartesi öğleden sonra... Sabahtan doldurduk salonu... Kuzen Ahmet'le (Kışlalı) erkenden gittik biz... Yan yana iki sandalye... Konser 4 saat sonra başladığında, ikimizin de iki dizinde geç kalan kız arkadaşlar oturuyordu. İki sandalyede 6 kişi... Hemen her sandalye öyleydi zaten, ama şikayetçi olan yoktu.
Leyla Gencer'i dinlemek öyle şanstı işte...
Muhteşem bir konser verdi Leyla... Bitti, ama bitiremedi... Bir... Bir daha... Bir daha... Böyle bir sevgiye hiç rastlamamış belli... Ağlayarak, göz yaşları şakır şakır akarak söyledi... Biz de oturduğumuz yerde ağlıyoruz, inanın...
Dil Tarih, Dil Tarih olalı böyle bir gün yaşamamıştır.
Öyle uğurladık Leyla'yı tekrar Milano'ya, kendi operasında okutmadan...
Bu arada, Milano köy düğünlerinde 500 liraya Napolitenler söyleyen, Ankara'da adı ikinci kasta yazılan o İtalyan tenoru merak edenleriniz vardır. Söyleyeyim. Adı Pavarotti idi...
"Şişman kadın ölür, opera biter" derlerdi hatta o devirler... Leyla bu deyişi yıkan soprano idi aynı zamanda...
Evin Hocam (İlyasoğlu) Leyla Gencer'in dünyanın dört bir yanında başrole çıkmış operalardan seçilmiş aryalarla onu anmayı planlamıştı.
Piyanist Tulio Gagliardo eşliğinde soprano Çiğdem Soyarslan ve bariton Cengiz Sayın söylediler...
Çiğdem, 2006 yılında Viyana Operası'na gitti. Gidiş o gidiş. Şimdi Avrupa'nın paylaşamadığı bir yıldız, Leyla gibi...
Niye paylaşamadıklarını da hele Verdi'nin La Traviata Operasından Violetta'nın "Sempre Libera" aryasını dinlerken anladık...
Yani olmaz böyle şey! Bu nasıl şurup gibi akan, nasıl zirvelere yükselen, nasıl nüanslarla dolu bir sestir!
İzmir Devlet Operası sanatçısı olduğu için pek fazla izleme şansımızın olmadığı Cengiz Sayın da hem sesi hem aktörlüğüyle harika bir bariton... Onu izlemek için bir İzmir yapmaya değer... Bir Giyom Tel aryası okudu ki!
Ah bu sanatçılarımızın popüler olandan kaçış merakları.
Harika bir gece geçirdik, Leyla Gencer'i anarken.
Hem de nasıl harika.
Yaşasın Benim Boğaziçi’m ve Evin Hocam!
Gecenin son güzelliği Evin Hocamın imzasını taşıyordu.
Sanatçılara çiçek yerine birer kitap armağan edildi.
Evin Hocamın yazdığı, yeni basılan kitap
"Ben Leyla Gencer / La Diva Turca"
CONCERT IN
MEMORY OF LEYLA GENCER
BORUSAN KLASİK RADYO
Hiç kuşkusuz 20. Yüzyılın en önemli sopranolarından biri Leyla Gencer. Üstün tekniği, rollere kattığı inandırıcılık, oyun gücü ve araştırmacı kişiliği onu bu alanda öne çıkartan özellikler.
Hazırladığım bugün ki programda Bellini, Donizetti, Verdi, Mozart ve Spontini’den arya ve sahnelere yer verdim. Gencer’in üne kavuşturduğu Lucrezia Borgia, Roberto Deveraux, Maria Stuarda ve Belisario gibi operaları ise başka bir programa bırakmayı düşündüm.
20.
yüz yılın çok az sopranosu Donizetti’nin Anna Bolena operasını sahnede
seslendirme fırsatını yakaladı. Maria Callas’ın 1957 La Scala’da
seslendirmesiyle gün yüzüne çıkan bu operayı Callas çok uzun süre söylemedi ve Anna
Bolena kesinlikle Gencer’in rolü oldu. İlk kez 1958’de RAI için eserin kaydını
yapan Gencer 1965’te Glyndebourne Festivali’nde bu eseri bir kez daha
yorumladı. Gencer’in son Anna’sı ise 1976/77 sezonunda Roma Operası’nda
Visconti’nin prodüksiyonu oldu. O güne kadar çeşitli kesintilerle seslendirilen
bu eser ilk kez tam olarak seslendirildi. Gencer’e bu operada ünlü Rus bas
Boris Christoff’ta eşlik ediyordu. Gencer’in en sevdiğim Bolena’sı olmasına
rağmen Gencer bu prodüksiyon süresince hasta olduğunu ve performansından pek de
memnun kalmadığını söylemişti. Şimdi bu
operadan Al dolce guidami aryası ile başlayan final sahnesini
dinleyelim. 7 Nisan 1977’de ki bu canlı kayıtta orkestrayı Gabriele Ferro
yönetiyor.
Anna Bolena /
Gaetano Donizetti (16.10)
Opera di Roma
Al dolce guidami 4.54
Gencer’i
önce 1960’ta RAI TV için yapılan kayıtta Donna Elvira’nın ünlü aryası Mi
Tradi‘yi dinleyelim daha sonrada Donna Anna’nın Crudele, non mi dir .. Bell’idol
mio aryasını dinleyelim. RAI Orkestrasını Francesco Molinari-Pradelli,
Covent Garden Opera Orkestrasını ise Georg Solti yönetiyor.
Don Giovanni /
W.A. Mozart (6.31)
Leyla Gencer (Donna Elvira) – Terese Stich Rendall – Luigi Alva – Mario Petri – Greaziella Sciutti
Francesco Molinari-Pradelli
26 Nisan 1960
In quali eccessi… O numi mi tradi Quel’alma Ingrata…. 6.31
Don Giovanni /
W.A. Mozart (7.26)
Leyla Gencer (Donna Anna) – Sena Jurinac – Richard Lewis – Cesare Siepi
Georg Solti
9 Şubat 1962
Crudele! Non mi dir Bell’idol mio 7.26
Biraz az bilenen bir operaya geçiyoruz: “La Vestale”. Leyla Gencer adeta onun için bestelenmiş bu operayı maalesef sadece iki prodüksiyonda seslendirdi. Eserle ilk kez 1969’da Palermo’da tanıştı ve 1973’te Roma’da bu eserle tekrar sahneye çıktı. Şimdi 4 Aralık 1969 akşamına dönelim ve Fernando Previtali yönetimindeki Palermo Operası orkestra ve korosu eşliğinde Gencer’i eserin en ünlü aryası Tu che invoco con orrore’yi dinleyelim.
La Vestale /
Gaspare Spontini (11.17)
Leyla Gencer – Renato Bruson – Agustino Ferrin
Fernando Previtali
4 Aralık 1969
Tu che invoco con orrore 11.17
Attila / Giuseppe
Verdi (7.47)
Leyla Gencer – Jerome Hines – Nicola Martinucci – Cesare Bardelli
Alfredo Silipigni
20 Ekim 1972
Liberamente or piangi … 3.05
Ve Attila’dan bir başka genç Verdi bestesine geçiyoruz Macbeth. Gencer demek bana sorarsanız Lady Macbeth demek. Bu rolü onun kadar başarı ve etkileyicilikle söyleyen belki bir Callas var. Kariyerinde ilk kez 1960’ta Palermo’da Macbeth’i söyleyen Gencer son Macbeth performansını ise 1980’de Livorno’da yaptı.
Şimdi 9 Nisan 1968 gecesine, efsanevi opera şef Gavazzeni’nin yönettiği Venedik La Fenice operasına gidelim ve Gencer’i Birinci Perdenin beşinci sahnesinde dinleyelim. Nel di della vittoria…. Ve hemen ardından Vieni t’afretta
Macbeth / Giuseppe
Verdi (8.20)
Leyla Gencer – Giangiacomo Guelfi – Giorgio Lamberti
Gianandrea Gavazzeni
9 Nisan 1968
Nel di della vittoria io le incontrai 2.10
Leyla Gencer’in ilk kayıtlarından birini dinletmek istiyorum. 1957 yılında kaydedilen Il Trovatore. Verdi’nin en güzel eserlerinden biri olan Il Trovatore’de Gencer kariyerinin başında olmasına rağmen şimdilerde Dream Cast denilen bir ekiple çalışmış. Mario del Monaco, Ettore Bastianini ve Fedora Barbieri. Fernando Previtali’nin orkestrayı yönettiği operada genç Leyla Gencer operanın en sevilen iki aryasını seslendiriyor: Tacea la notte placida ve D’amor sull’ali rose.
Il Trovatore /
Giuseppe Verdi (11.55)
Leyla Gencer – Mario del Monaco – Ettore Bastianini – Fedora Barbieri
Fernando Previtali
29 Mayıs 1957
Tacea la notte placida 6.38’
Bu bölümü daha doğrusu kalan süremizi Bellini’nin büyük eseri Norma’ya ayırmak istedim. Maalesef Callas, Gencer ve Caballé’den sonra hala Norma operasını seslendirecek düzeyde bir soprano bulunamadığını burada not etmek isterim. Elimde bulunan Gencer’e ait beş farklı Norma’da bölümler çalacağım.
1890 yılında ünlü soprano Lilli Lehmann bu operayı ilk kez MET’te söylediğinde Norma’yı seslendirmenin Wagner’in Ring Operasında üç Brünhilde’yi seslendirmekten daha zor olduğunu söylemiştir. Gencer, Callas’ın hemen ardından Anna Bolena, Alceste ve Poliuto operaları söylemiş ve kariyerinde ciddi risk almıştır. Ama hiç kuşkusuz en büyük risk Callas’tan sonra La Scala’da Norma söylemekti. Gencer’i önce 18 Temmuz 1964 gecesi Buenos Aires Teatro Colon operasında dinleyeceğiz. Orkestra’yı Bronu Bartoletti yönetecek ve Gencer ünlü “Casta Diva”yı seslendirecek, hemen arkasından, 13 Ocak 1965 tarihine La Scala’ya gideceğiz ve aynı aryayı bir kez de Gavazzeni yönetiminde dinleyeceğiz. Üçüncü kaydımız 30 Ocak 1965 Napoli San Carlo operasından ünlü mezzo-soprano Fiorenza Cossotto ile birlikte Mira Norma’yı seslendirecekler. Dördüncü kaydımız 24 Temmuz 1965 akşamı Arena di Verona’dan. Gencer’e bu bölümde yine Cossotto ve tenor Brono Prevedi eşlik edecek orkestrayı da bir kez daha Gavazzeni yönetiyor Oh! Di qual sei tu vittima. Son kaydımız ise Bologna operasının Lozan’a yaptığı turneden alınmış ve 6 Ekim 1966 tarihini taşıyor. Operanın finali olan Deh! Non volerli vittime’yi dinleyeceğiz. Orkestra şefi Oliviero de Fabritiis. Şimdi yaklaşık yarım saat boyunca Norma’dan bölümleri dinliyoruz.
Norma
Leyla Gencer – Bruno Prevedi
Bruno Bartoletti
18 Temmuz 1964
Casta diva 7.28
Norma
Leyla Gencer – Bruno Prevedi – Nicola Zaccaria – Giulietta Simionato
Gianandrea Gavazzeni
13 Ocak 1965
Casta Diva 5.27
Norma
Leyla Gencer – Fiorenza Cossotto
Fernando Previtali
30 Ocak 1965
Mira Norma 5.16
Si, fino all’ore estreme 2.15
Norma
Leyla Gencer – Bruno Prevedi – Fiorenza Cossotto
Gianandrea Gavazzeni
24 Temmuz 1965
Oh! Di qual sei tu vittima 3.58
Norma
Leyla Gencer – Fiorenza Cossotto – Gastone Limarilli – Ivo Vinco
Oliviero de Fabritiis
6 Ekim 1966
Deh! Non volerli vittime 5.03
Bugünkü Klasik Tatlar’ın sonuna geldik. Yakında tekrar görüşmek umuduyla herkese iyi bir hafta sonu dileriz.
Aspettando Traviata”: ultimo appuntamento al MeMus di Napoli
“Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia”: giovedì 6 dicembre alle ore 17.00
Sarà dedicato al grande soprano turco Leyla Gencer l’ultimo appuntamento del ciclo di incontri “Aspettando Traviata”, giovedì 6 dicembre alle ore 17.00 presso il MeMus (Museo e Archivio Storico del Teatro di San Carlo) di Napoli. E saranno il regista Ferzan Ozpetek e la giornalista e scrittrice Zeynep Oral a rendere omaggio alla grande artista nell’incontro intitolato Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia.
Interverranno all’incontro, inoltre, la Sovrintendente Rossanna Purchia, il Direttore Artistico Vincenzo De Vivo, il soprano Carmen Giannattasio (protagonista della Traviata che inaugura la stagione del Lirico), allieva di Leyla Gencer, che racconterà il suo rapporto professionale ed umano con la grande artista turca, il musicologo Enrico Tellini.
Artista di Stato in Turchia e massima esponente del melodramma italiano, insignito nel 1963 della più alta onoreficenza di voce verdiana nelle celebrazioni per il 150° Anniversario della nascita di Verdi, Leyla Gencer è legata all’Italia non solo per formazione (allieva di Giannina Arangi Lombardi), ma anche per aver caratterizzato con le sue peculiarità vocali l’attività lirica del Massimo napoletano, tanto da essere soprannominata dal pubblico sancarliano la “turca napoletana”.
Ferzan Ozpetek ha costruito nei suoi film -fin da Il bagno turco (Hamam) - un ponte tra i suoi due Paesi, la Turchia e l’Italia, evidenziandone il rapporto caratterizzato da affinità, oltre che da peculiarità individuali. Nel segno comune delle emozioni: tutta l’arte della Gencer è contraddistinta dalla passione istintiva che scaturisce dalla costruzione e dall’interpretazione dei personaggi, spingendosi oltre la tecnica.
Zeynep Oral, fondatrice di Winpeace (movimento femminile per la pace nel Mediterraneo), ha firmato un libro sulla grande artista turca, Leyla Gencer: il canto e la passione edito da Mursia, dove ha percorso le tappe più significative della vita e della carriera di una delle voci più intense del Belcanto dagli anni Cinquanta agli anni Ottanta.
Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia
Giovedì 6 dicembre, ore 17.00
Memus (Museo e Archivio Storico del Teatro di San Carlo)
Intervengono
Rosanna Purchia Sovrintendente
Vincenzo De Vivo Direttore Artistico
Ferzan Ozpetek Regista
Zeynep Oral Giornalista e Scrittrice
Carmen Giannattasio Soprano
Enrico Tellini Musicologo
06 December 2012
Napoli
“Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia”: giovedì 6 dicembre alle ore 17.00
Aspettando Traviata”: ultimo appuntamento al MeMus di Napoli
Sarà dedicato al grande soprano turco Leyla Gencer l’ultimo appuntamento del ciclo di incontri “Aspettando Traviata”, giovedì 6 dicembre alle ore 17.00 presso il MeMus (Museo e Archivio Storico del Teatro di San Carlo) di Napoli. E saranno il regista Ferzan Ozpetek e la giornalista e scrittrice Zeynep Oral a rendere omaggio alla grande artista nell’incontro intitolato Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia.
Interverranno all’incontro, inoltre, la Sovrintendente Rossanna Purchia, il Direttore Artistico Vincenzo De Vivo, il soprano Carmen Giannattasio (protagonista della Traviata che inaugura la stagione del Lirico), allieva di Leyla Gencer, che racconterà il suo rapporto professionale ed umano con la grande artista turca, il musicologo Enrico Tellini.
Artista di Stato in Turchia e massima esponente del melodramma italiano, insignito nel 1963 della più alta onoreficenza di voce verdiana nelle celebrazioni per il 150° Anniversario della nascita di Verdi, Leyla Gencer è legata all’Italia non solo per formazione (allieva di Giannina Arangi Lombardi), ma anche per aver caratterizzato con le sue peculiarità vocali l’attività lirica del Massimo napoletano, tanto da essere soprannominata dal pubblico sancarliano la “turca napoletana”.
Ferzan Ozpetek ha costruito nei suoi film -fin da Il bagno turco (Hamam) - un ponte tra i suoi due Paesi, la Turchia e l’Italia, evidenziandone il rapporto caratterizzato da affinità, oltre che da peculiarità individuali. Nel segno comune delle emozioni: tutta l’arte della Gencer è contraddistinta dalla passione istintiva che scaturisce dalla costruzione e dall’interpretazione dei personaggi, spingendosi oltre la tecnica.
Zeynep Oral, fondatrice di Winpeace (movimento femminile per la pace nel Mediterraneo), ha firmato un libro sulla grande artista turca, Leyla Gencer: il canto e la passione edito da Mursia, dove ha percorso le tappe più significative della vita e della carriera di una delle voci più intense del Belcanto dagli anni Cinquanta agli anni Ottanta.
Leyla Gencer, un ponte ideale tra Italia e Turchia
Giovedì 6 dicembre, ore 17.00
Memus (Museo e Archivio Storico del Teatro di San Carlo)
Intervengono
Rosanna Purchia – Sovrintendente, Vincenzo De Vivo – Direttore Artistico, Ferzan Özpetek Regista, Zeynep Oral - Giornalista e Scrittrice, Carmen Giannattasio – Soprano, Enrico Tellini – Musicologo
CORRIERE DELLA SERA
Il San Carlo batte La Scala: sei ministri per «La Traviata»
Nel parterre della prima attori
come Preziosi, Scamarcio e altri del «clan» di Ozpetek che firma la regia
dell’opera il
5 dicembre
Il San Carlo batte La Scala: sei ministri per «La Traviata»
Nel parterre della prima attori come Preziosi, Scamarcio e altri del «clan» di Ozpetek che firma la regia dell’opera Ferzan Özpetek.
NAPOLI — Sono ben sei i ministri annunciati per domani sera 5 dicembre a Napoli, alla prima de «La Traviata» al teatro San Carlo. Si tratta di Ornaghi (Cultura), Passera (Sviluppo economico), Cancellieri (Interno), Severino (Giustizia), Grilli (Economia) e Patroni Griffi (Funzione pubblica). Una folta rappresentanza istituzionale, a testimoniare l'attenzione del governo su Napoli e sui suoi luoghi della cultura, molto importante per il San Carlo che attraversa un momento non facile. Ma ci sarà anche un parterre molto «cinematografico»: già alla prova generale dell'altra sera, in platea ad applaudire gli interpreti c'era Rosario Fiorello. Per domani sono attesi Alessandro Preziosi e Riccardo Scamarcio. E di sicuro molti altri attori del «clan» di Ferzan Özpetek, il regista italo turco che firma la regia di questa nuova smagliante «Traviata».
GLI OSPITI - Presenti alla prima anche Salvatore Nastasi, direttore generale per lo spettacolo del ministero dei Beni Culturali, Pasquale Terracciano, consigliere diplomatico del premier Monti, il direttore di Sky Classica Piero Maranghi, la stilista Carla Fendi, l'archeologo Andrea Carandini, Nicola Luisotti, direttore musicale del Teatro di San Carlo, Roberto Cicutto, amministratore delegato Istituto Luce Cinecittà, Raffaella Leone dell'Eni, le produttrici cinematografiche Tilde Corsi e Guendalina Ponti. Tra gli ospiti anche Mirella Haggiag, Sandra Carraro e Camilla Morabito.
OMAGGIO A VERDI - La messinscena sancarliana, che inaugura la stagione lirica 2012/2013 (repliche fino al 15 dicembre) è l'omaggio del Massimo napoletano a Verdi in occasione del bicentenario della nascita. Un omaggio, nonostante i tempi di crisi, pensato «in grande», con un allestimento tutt'altro che minimale. Saranno di grande effetto, infatti, i costumi di Alessandro Lai e soprattutto le scene del premio Oscar Dante Ferretti. Il sipario si aprirà sull'intenso primo piano di Carmen Giannattasio, la bella soprano di Solofra che interpreta Violetta, proiettato su di un leggero pannello. Sontuosa la messinscena, con stoffe preziose e grandi parrucche. Tutta la rappresentazione sarà trasmessa in diretta su Sky Hd. A dirigere l'Orchestra e il Coro del Teatro San Carlo il giovane Michele Mariotti, nel cast Saimir Pirgu (Alfredo), oltre ad interpreti già noti al pubblico napoletano come Vladimir Stoyanov (Germont) e Cinzia Forte (Violetta il 6, 12 e 14 dicembre). Insomma, ci sono tutti gli ingredienti per uno spettacolo di grande richiamo. Anche perché l'opera verdiana è una delle più amate dal pubblico.
GLI APPUNTAMENTI - Per comprenderla meglio, intanto, proseguono gli appuntamenti del ciclo «Aspettando Traviata»: l'ultimo è per giovedì 6, alle 17 presso il MeMus (Museo e Archivio Storico del Teatro di San Carlo), con un incontro dedicato al grande soprano turco Leyla Gencer. Artista di Stato in Turchia e massima esponente del melodramma italiano, insignita nel 1963 della più alta onoreficenza di voce verdiana nelle celebrazioni per il 150° anniversario della nascita di Verdi, la Gencer è legata all'Italia non solo per formazione (allieva di Giannina Arangi Lombardi), ma anche per aver caratterizzato con le sue peculiarità vocali l'attività lirica del Massimo napoletano, tanto da essere soprannominata dal pubblico sancarliano la «turca napoletana».
UN CLASSICO MODERNO - Sul podio, domani sera 5 dicembre, ci sarà il trentaduenne Mariotti che si dichiara entusiasta del lavoro a Napoli: «Ho trovato grande qualità e grande disponibilità, gli artisti e le maestranze mostrano una forte componente umana tanto che mi sono sentito subito a casa. Lavoriamo tutti con grande gioia». Piacerà ai giovani questa Traviata? «Spero di sì, i classici sono sempre vivi e moderni. L'opera poi è molto più attuale di quanto si pensi, è una forma d'arte che ha come tema l'uomo e i suoi sentimenti e dunque è universale». La scelta del regista italo-turco può essere funzionale a uno «svecchiamento» dell'opera? «Con Ozpetek stiamo lavorando davvero a braccetto. In piena sintonia e con rispetto. Lui dice spesso: non è la mia Traviata, è la nostra. Premesso ciò, la vera modernità è l'interpretazione».
CONCERT
IN MEMORY OF LEYLA GENCER
AMICI DEL SAN CARLO Martedì 26 alle 18 nel foyer del San Carlo Francesco Canessa, S. Ragni e G. Tangucci ricorderanno Leyla Gencer, grande protagonista della Donizetti Renaissance.
COMMEMORATION EVENT OF ANDANTE MUSIC MAGAZINE
Gencer'siz bir yıl geçti
Leyla Gencer, aramızdan ayrılışının ilk yıl dönümünde özel söyleşiler ve dinletilerle anılacak. Eşsiz soprano için bu akşam Kadıköy Süreyya Operası'nda bir söyleşi yapılıyor
Soprano Leyla Gencer, ölümünün birinci yıl dönümünde çeşitli etkinliklerle anılacak. Kadıköy Süreyya Operası'nda düzenlenecek söyleşide, kendisini dönemindeki diğer sopranolardan ayıran yönlerine ışık tutulacak. Saat 17.00'de Süreyya Operası Balo Salonu'nda düzenlenecek ve müzik yazarı Ersin Antep'in sunacağı söyleşiye, klasik müzik dergisi Andante'nin Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bali konuk olacak. Ayrıca saat 16.00'dan itibaren fuayede Leyla Gencer fotoğraf sergisi gezilerek, isteyenler anı defterini imzalayabilecek. Akşam saat 20.00'de ise, İstanbul Devlet Opera ve Balesi orkestrası ve solist sanatçıları Gencer'in anısına bir konser verecek. NTV Radyo'da her cumartesi sabahı 09.00-11.00 saatleri arasında yayınlanan Klasik Müzik Gündemi programının bu haftaki konuğu, gazeteci- yazar Zeynep Oral olacak. Gencer üzerine Türkçede yazılmış ilk biyografinin sahibi olan Oral, ayrıca şu sıralar Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanması beklenen özel anma kitabının editörlüğünü de üstlendi. Programda Oral'la dostu, sırdaşı Leyla Gencer hakkında sohbet edilerek, divanın sahne kayıtlarından örnekler dinletilecek. 10 Mayıs Pazar günü ise Andante dergisi, Gencer'in anısına Ortaköy Meydanı'nda bir anma etkinliği düzenleyecek. Gencer'in, aralarında ender bulunanların da yer aldığı en güzel sahne kayıtlarının, Extreme Audio tarafından mekâna özel olarak kurulacak müzik sisteminde dinlenebileceği bu etkinliğe, geçen yıl aralarında Ayla Erduran, Leyla Pınar, Orhan Şallıel, Memet Ali Alabora, Ali Pınar, Zeynep Oral, Dilek Türker, Emir Gamsızoğlu ve Birsen Ulucan'ın da bulunduğu çok sayıda sanatçı ve yazar katıldı.
İKSV’den tekne seferi
Leyla Gencer'in Anısına 2. Ortaköy Buluşması ise, bu yıl İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın deniz tarafından tekneyle gelecek misafirlerinin katılımıyla daha da genişleyecek. Ortaköy Meydanı'ndaki Özlem Çayevi'nde saat 11.00-13.30 arasında düzenlenecek buluşmaya Gencer'in bütün hayranları davetli. Geçen yıl 10 Mayıs'ta 80 yaşında kaybettiğimiz Gencer'in külleri vasiyeti üzerine Boğaz'a serpilmişti. Diğer yandan, İstinye'de bulunan Timpani Audio'nun mayıs ayı sohbeti ise, ölümünün birinci yıldönümünde yine La Diva Turca olarak anılan Leyla Gencer'e ayrıldı. Klasik müzik yazarı ve eleştirmeni Serhan Bali'nin konuk olduğu, 29 Mayıs Cuma günü, 17.30-19.30 saatleri arasında yapılacak ücretsiz etkinliğe katılmak için, önceden yer ayırtılması gerekiyor.
CONCERT HOMMAGE
TO LEYLA GENCER (1928 – 2008) “LA DIVA TURCA”
ANNA PANGALOU mezzo-soprano
NIKOLAS TSALIKIS piano
Claudio Monteverdi
"La mia turca" dal Quarto Scherzo delle Ariose Vaghezze
Théâtre de l' Athenée, Paris, 1981
Claudio Monteverdi
"Addio Roma" Aria di Ottavia
L'Incoronazione di Poppea
Teatro alla Scala, Milano, 1967
Giovanni Paisiello
"Nel cor piu non mi sento"
La Molinara
Théâtre de l' Athenée, Paris, 1981
Joseph Haydn
"Arianna a Naxos"
Cantata a voce sola for piano and voice
Théâtre de l' Athenée, Paris, 1985
Jules Massenet
"Air des lettres" Air de Charlotte
Werther
Teatro Lirico Guiseppe Verdi, Trieste, 1959
Jules Massenet
"Va, laissez couler mes larmes" Air de Charlotte
Werther
Teatro Lirico Guiseppe Verdi, Trieste, 1959
Pietro Mascagni
"Voi lo sapete, o mamma" Aria di Santuzza
Cavalleria rusticanna
Teatro di San Carlo, Napoli, 1971
2008
BIBLIOTECA MAZZOLENI
Teatro Al Museo Pasqualino, in piazzetta Pasqualino, alle 18,30 "Teatro Palermo", incontro con Roberto Andò, Emma Dante e Vincenzo Pirrotta. convegni Oggi seconda giornata del convegno di teologia pastorale "Il kerygma cristiano e i legami affettivi" alla Facoltà teologica, in corso Vittorio Emanuele. Dalle 9,30 alle 12:30 le relazioni di Giuseppe Alcamo, Carmelo Torcivia e Salvino Leone. incontri Oggi alle 18, nella chiesa di Santa Maria della Catena, in corso Vittorio Emanuele, il teologo belga André Wenin parlerà sul tema "Adam. L' uomo raccontato dalla Bibbia". degustazioni In piazza San Francesco, oggi e domani dalle 11 alle 16, torna "La Palermo dei mercati". Musica Alle 17 alla Biblioteca Mazzoleni ai Cantieri culturali, in via Perpignano 102, Salvatore Aiello presidente degli Amici dell' opera lirica Ester Mazzoleni commemora Leyla Gencer con ascolti e filmati rari. Ingresso libero donazioni da ieri nella cappella del Policlinico sono esposte le tele "L' Adorazione" e "La Resurrezione" donate dal pittore Emanuele Di Fresco. seminari Al liceo Meli, in via Aldisio 2, iniziano il 3 dicembre i seminari di aggiornamento del "Progetto Scuola-Comunità". Informazioni allo 091 6884720 lunedì, mercoledì, venerdì dalle 9,30 alle 12,30. libri Alle 20,30 alla Masseria Di Salvo, in contrada Tumminia a Bolognetta, presentazione del romanzo di Claudia Sottile "Vicolo Puccini".