1 9 5 7
CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER
1957
1 9 5 8
CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER
1958.01.12
1 9 5 9
AKŞAM DAILY NEWSPAPER
1959
AKİS WEEKLY MAGAZINE
1959.02.14
MİLLİYET DAILY NEWSPAPER
1959.05.01
KİM WEEKLY MAGAZINE
1959.06.05
VATAN DAILY NEWSPAPER
1959.11.18
VARLIK WEEKLY MAGAZINE
1959.11.15
AKİS WEEKLY MAGAZINE
1959.11.25
1 9 6 0
AKİS WEEKLY MAGAZINE
1960.02.17
HÜRRİYET DAILY NEWSPAPER
1960.03.25
AKİS WEEKLY MAGAZINE
1960.03.29
MİLLETLERARASI KADINLAR KONSEYİ
1960 August
AKŞAM DAILY NEWSPAPER
1960.10.05
AKİS WEEKLY MAGAZINE
1960.10.26
1 9 6 2
Dekor, barok mimarisinin güzel örneklerinden birini hatırlatıyordu. Her şey yerli yerindeydi. Dekoratörün sahneye uyarladığı San Angelo kalesi, o muazzam opera binasının sahnesinde gerçeğine öylesine benziyordu ki, seyirciler Barok mimarisinin kilisesinde olduklarına gerçekten inanmışlardı. Galanın muhteşem davetlileri, nefeslerinin kesilir gibi olduklarını sık sık duyuyorlardı. Localar alt ve üst salonlar o kalabalık sessizliklerin korkunçluğunu anlatan büyüklükteydi. Herkes büyük bir hayranlıkla Floria Tosca’yı hem seyrediyor,
Birinci perdenin ilk aşk düetini dinleyenler, birden sese hayran oldular. Bu tempo birinci, ikinci ve üçüncü perdeye kadar devam edecek ve nihayet üçüncü perdenin sonunda, tarihi muazzam operayı dolduran dinleyiciler heyecanlı ayağa fırlayacaklardı. Tosca sevgilisi Cavaradossi’yi ebediyen kaybettiğine inandıktan sonra kendini kale duvarlarından aşağıya Tiber nehrine atacaktı. Ölümsüz aşkın kahramanları ebediyette buluşacaklardı. Perde inerken, ayakta alkışlar birbiri ardından sökün etti. Salon birden uğuldadı. Alkış büyüdü büyüdü, korkunç bir uğultu halini aldı. Perde açıldı kapandı. Floria Tosca sayısız defa sahneye çıktı. Büyük alkış sona erdiği vakit ilk perde kapanalı tam 20 dakika olmuştu. Bütün dinleyici Giacomo Puccini’nin ünlü Tosca eserini oynayan büyük sanatçı sopranoyu alkışa boğmuşlardı.
İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıp yok edemediği, dünyanın sayılı opera binalarından olan ünlü Viyana operasının salonu bu kadar uzun alkışa belki de hiç şahit olmamıştı. Türk opera sanatçısı soprano Leyla Gencer, o gece Puccini’nin Tosca operasının galası için Viyana de davet edilmiş ve ilk defa o büyük opera salonunda sahneye çıkan ilk Türk olarak, devamlı alkış almıştı. 1960-1961 o sanat mevsiminin en uzun akışını Viyana’da bir Türk sanatçısının alışı, büyük anlamlar taşıyordu.
Soprano Leyla Gencer, her temsilinde başarıdan başarıya koşuyor İtalya’daki Scala operasından Amerika’ya, Viyana’ya, Londra’ya kadar Avrupa’nın, yani dünyanın sayılı opera sahnelerini geziyor, alkışlar ama hep çoğalan alkışları topluyordu. Avrupa memleketleri sanatı ön planda tutan insanlarla doluydu. Opera batının en eski sanat dallarından biriydi ve gerçekten geleneksel bir bağlantıyla devam ettirmekte idiler. Dünyanın sayılı sopranoları arasında rahatça yer alan Türk opera sanatçısının ilgi çekici yönleri vardı. Yıldızın parladığı anlar olurdu elbet ama Gencer yıldızını bizzat kendisi parlatıyordu.
Hiçbir opera tradisyonu olmayan bir memleketin çocuğu olarak, dünyanın sayılı opera merkezlerinde aranması, dinlenmesi ve sevilmesi az görülen sanat olayıydı. 1956 yılıydı San Fransisco’da Gaetano Donizetti’nin “Lucia Lammermor” operası, ünlü ama şımarık soprano M. Callas tarafından hazırlanmaktaydı. San Fransisco’lular büyük bir merak ve ilgi ile Callas’ın galasını yapacağı günü heyecanla bekliyorlardı. Callas değerini kabul ettirmiş, gerçek opera sanatçılarındandı. Fakat opera idarecileri ile hiç beklemediği sırada bir ihtilafa düştü. On beş gün sonra opera ilk temsilini yapacak ve perdeyi Lucia adlı operasıyla açacaktı.
Ama Callas buna imkân vermek istemedi çok para istedi ve hiç beklenmedik bir zamanda operayı terk etti ve tası tarağı topladığı gibi Amerika’dan Avrupa’ya o gün uçuverdi. Olay büyük bir tepki yarattı ve dünya basını Callas’ın bu hareketini büyük skandal diye ilan etti. San Franciscolular Callas’ı bulsalar bir bardak suda boğacak ya da tükürükle öldürecekti. O sıralarda Amerika’ya yeni temsiller vermek üzere davetli olarak çağrılmış bulunan Türk sopranosu Leyla Gencer, opera idarecilerini ilk aklına gelen isim oldu. Gidip Gencer’i buldular, konuştular ve 15 gün içinde Lucia rolünü hazırlanması hususunda anlaşmaya vardılar. 15 gün gibi kısa bir zamanda Lucia operasını hazırlayan Leyla Gencer ilk büyük başarıya Amerika’da ulaştı denilebilirdi. Büyük yankılar uyandıran temsillerden sonra Leyla Gencer Amerika’da günün sanatçısı oluyordu. San Francisco’yu New York, sonra Teksas eyaletinin en büyük operasının bulunduğu Dallas’ta opera temsilleri verdi. Başarı alkışları, gazete ve dergiler de çıkan övgüler bir kıvılcım gibi hemen Avrupa’ya sıçradı Gerçi 1954 yılından Napoli’de San Carlo Operasında sahneye çıkmıştı ama Amerika’da 1956 yılında San Francisco operasında “Francesca da Rimini” adlı opera temsilinden sonra ünlü “Time” dergisi tarafından Leyla Gencer, “büyük, sıcak ve güzel sesi Sopranoyu Amerika daha çok dinleyecektir” dediği zaman yerinde ve zamanında bir söz söylenmişti. Amerika’daki temsilleri baştan başa başarılarla doluydu. Sonra bu başarıları Avrupa’dakiler takip etti.
HÜRRİYET DAILY NEWSPAPER
1962.07.22
SES WEEKLY MAGAZINE
1962.08.15
1 9 6 3
VATAN DAILY NEWSPAPER
1963.07.24
1 9 6 4
YENİ GAZETE DAILY NEWSPAPER
1964.11.27
1 9 6 5
THEATER IN TURKEY
1965
YENİ DAILY NEWSPAPER
1965.08.13
YENİ DAILY NEWSPAPER
1965.09.16
1 9 6 7
MİLLİYET DAILY NEWSPAPER
1967.06.02
YENİ DAILY NEWSPAPER
1967.09.08
1 9 6 9
1 9 7 0
CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER
1970
ANKARA PHILHARMONIC SOCIETY MAGAZINE
1970 September
1 9 7 4
MİLLİYET WEEKLY ART MAGAZINE
1974.07.05