Leyla Gencer Museum
İki piyanosu, sahne kıyafetleri, fotoğraflarıyla Leyla Gencer'in Milano'daki evinin bütün eşyaları 11 Mayıs'tan itibaren İKSV'nin yeni binası Deniz Palas'ta yaşamaya devam edecek. Müzenin yerleştirmesini de sopranomuzun ölümünden önce "Beni ve evimi kimse senin kadar iyi tanımıyor," sözleriyle, kendisinden istediği sahne tasarımcısı Pier Luigi Pizzi gerçekleştiriyor.
Leyla Gencer’in Milano’daki evi İstanbul’da yaşayacak.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın (İKSV) Şişhane'deki yeni merkezi Deniz Palas'ın ikinci katında alışılmadık bir telaş ve heyecan yaşanıyor şu günlerde... Buna benim heyecanım da eklenince, daha asansörden iner inmez sol tarafa dönüp, gördüklerimle kalp ritimlerimde hızlanma başlıyor. Yarısı açılmış kutular, ortada yüksekçe bir merdivenin üstünde görkemli bir avizeyi yerleştirmeye çalışan bir görevli, çiçek desenli koltuklar, 19. yüzyıldan kalmış gibi görünen bir yemek odası, elindeki vazoya en uygun yeri arayan bir İKSV emekçisi... "Herkese kolay gelsin,'' diyebiliyorum sadece ve gördüğüm her ayrıntıyı unutmamak için sakinleşmeye çalışıyorum. Bu büyük telaşın nedeni, iki yıl önce kaybettiğimiz ünlü soprano Leyla Gencer'in, kendi vasiyeti üzerine İKSV'ye bağışladığı özel eşyalarının müze amacıyla yerleştirilmesi. Bir müzenin kuruluşuna tanıklık etmek nasıl bir mutluluksa onu hazırlamak da ayrı bir zenginlik olmalı. Dünyaca ünlü divamızın Milano'daki evinden getirilen özel eşyaları, büyük bir özenle yerlerine yerleştirilmeye başlandı. Kitaplarının sıralandığı rafların da olduğu bir girişe açılan kapıların ardında yemek odası, iki oturma ve çalışma odası, küçük kıyafet odası ve bir oturma odasından geçilen yatak odası var. Ölümünün ikinci yılında, 11 Mayıs'ta açılacak Leyla Gencer Müzesi'ni gezen sanatseverlerin, kendilerini sanki divayı ziyaret etmiş gibi hissetmeleri hiç de imkânsız değil. Bu yerleştirme çalışmasının baş aktörü ise Leyla Gencer'in 40 yıllık dostu ve çalışma arkadaşı olan dünyaca ünlü yönetmen, sahne ve kostüm tasarımcısı İtalyan Pier Luigi Pizzi. Gencer, ölmeden önce yakın dostu ve La Scala Tiyatrosu Müzesi'nin restorasyonunu da yürüten Pizzi'den, İstanbul'da açılacak Leyla Gencer Müzesi'nin hazırlanmasını istemişti. İşte Pizzi, şimdi bu arzuyu yerine getiriyor. Bu çalışma sırasında ona Gencer'in yakın dostu ve biyografisini yazan Franca Cella ile asistanı Massimo Gasparon’la İKSV elemanları da yardımcı oluyor.
Gaveau İmzalı Duvar Piyanosu
Ben, ''Acaba önce hangi odaya keşfetmeliyim? Bu fotoğraflardakiler kim?'' diye düşünürken, imdadıma Pizzi yetişiyor ve "Gelin, bu odada oturalım, hem daha rahat konuşuruz,'' diyor. Leyla Gencer'in Gaveau imzalı duvar piyanosunun da olduğu odaya girip, bal rengi kadife bir koltuğa oturan Pizzi, bana da yanına oturmam için işaret edince, "Bu koltuklar gerçekten Leyla Gencer'inse, tarihi bir anı yaşamıyor muyuz şimdi?" diyebildim sadece. Bu kadar özel bir müze evde, bir sanatla geçen bir hayatın izlerini de taşıyan koltuğa oturup oturmamak arasında tereddüt ettiğimi anlayan Pizzi, beni rahatlatmaya çalışarak, eliyle bir kez daha oturmamı işaret etti ve ben handiyse koltuğun ucuna iliştim. Yıllarca kim bilir ne heyecanlar tadan Pizzi, duvardaki fotoğraflara dalarak başladı sohbetimize; "Leyla Gencer, benim çok iyi dostumdu. Biz onunla 1960'larda tanıştık. İlk kez 1966'da Floransa'da Gluck'un Alceste operasında birlikte çalışmaya başladık. O tarihten sonra da yıllarca sanatsal çalışmalarımız ve yakın dostluğumuz devam etti. Neredeyse her gün konuşurduk. Leyla Gencer arkadaşlarıyla telefonda uzun saatler boyunca konuşmayı çok severdi.
Daha sonra Donizetti'nin Maria Stuarda, Belisario ve Les Martyrs operalarında da çalıştık. Leyla Gencer gerçek bir Donizetti yıldızıydı. Sonra yine Verdi'nin Macbeth'i başta olmak üzere pek çok eseri birlikte sahneledik. Verdi'nin operalarında da mükemmeldi. Çok zengin bir dramatik repertuvarı vardı. Onunla Türkiye'ye de pek çok kez geldim."
Çok güçlü ve nazikti
Ben araya girip, "Bunca ortak anıdan sonra onu nasıl tanımlarsınız?" diye sorunca, Pizzi hiç tereddüt etmeden devam etti; "Farklı bir karakterdi. Her şeyden önce çok güçlüydü. Çok güzel, çok nazik, entelektüeldi. O, gerçek bir hanımefendiydi. Sahne çalışmalarımıza çok yardımcı olurdu. Çünkü operada en üst seviyede bir stile, yoruma ihtiyaç olurdu. O, her zaman en iyiyi yapardı. Hayatım boyunca onu çok sevdim." Leyla Gencer'in kendi eşyalarının ölümünden sonra da yaşamasını ve sanat hayatının izlerinin sergilenmesini isteyerek, İstanbul Kültür Sanat Vakfı'na böyle bir vasiyette bulunduğunu söyleyen Pizzi, aralarında geçen o çok özel konuşmayı da anlattı; "Bir gün beni evine davet etti ve bu müzeyi benim kurmamı istediğini söyledi. 'Çünkü kimse beni ve Milano'daki evimi senin kadar iyi tanımıyor,' dedi. Ben onun İstanbul'daki küçük evini ve yaz tatillerinde gittikleri Arenzano'da deniz kenarındaki evini de birçok kez ziyaret etmiştim. Bu arzusunu elbette yerine getireceğimi söyleyerek, isteğini kabul ettim. Daha sonra da İKSV'nin Genel Müdürü Görgün Taner'le konuştuk ve o da bunun çok iyi bir müze fikri olduğunu söyledi. Böylece ölümünden sonra Milano'daki evindeki bütün eşyaları İstanbul'a taşındı."
O burada doğdu
Pizzi'ye "Sizce Leyla Gencer, neden bu müzenin İstanbul'da açılmasını istedi?" diye sorunca da yine hiç tereddüt etmeden, "Çünkü o burada doğdu. Ülkesini çok severdi, onu hiç unutmadı. Külleri de Boğaz'a serpildi," yanıtını verdi. Son sözü Pizzi'ye bırakalım; "Bu da benim ona olan sevgimin bir ifadesi... Benden Leyla'ya...''
Leyla'ya sevgimin ifadesi
Leyla Gencer'in La Scala Tiyatrosu'nda dekoratörü olarak uzun yıllar birlikte çalıştığı, yakın dostu Pier Luigi Pizzi, bugün Sferisto Opera Festivali'nin sanat yönetmenliğini yapıyor. 80 yaşındaki Pizzi, 350'nin üstünde temsilde görev aldı. Gencer ile de Alceste, Medea, Belisario, Maria Stuarda, Les Martyrs, Il Vespri Siciliani ve Macbeth operalarında çalıştı. Pizzi, son aylarda sık sık İstanbul'a gelerek, Deniz Palas'ta hazırlıkları sürdürülen Leyla Gencer Müzesi'ni bizzat kendi elleriyle yerleştiriyor. Gencer'in Milano ve İstanbul'daki evlerini çok iyi bildiği için müzeyi yerleştirirken eşyaların nereye koyulacağı konusunda sıkıntı yaşamadığını söyleyen Pizzi; "Onu çok iyi tanıdığım için bu müzeyi benim kurmamı istedi. Leyla'ya sevgimin ifadesi bu," diyor.
SABAH DAILY NEWSPAPER
Leyla Gencer'in evi artık Türkiye'de!
Türkiye'nin opera
dünyasına en büyük armağanı, 20. yüzyılın en ünlü divalarından Leyla Gencer'in
Milano'daki evi, İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yeni binası Deniz Palas'ta
açıldı. Binanın ikinci katında 85 metrekarelik alan üzerinde ünlü divanın
Milano'daki evinin bir kısmı yeniden canlandırıldı. Kitaplıktan yemek odasına
kadar birçok bölümün bulunduğu ev, toplam 3 bin 500 eşyanın yerleştirildiği,
uzun ve zahmetli bir çalışma sonunda tasarlanmış. Leyla Gencer Evi'nin açılış
konuşmasını yapan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Gencer'in
İKSV'nin kuruluş aşamasında büyük emeği geçtiğine değinerek, "Önümüzdeki
dönemde burada çeşitli kültürel etkinlikler de düzenleyeceğiz" dedi. Leyla
Gencer Evi, çarşamba, perşembe, cuma ve cumartesi günleri saat 11.00 ila 16.30
arasında önceden rezarvasyon yaptırılarak rehber eşliğinde gezilebilir.