TIEFLAND
Eugen d'Albert (1864 - 1932)
Opera in a prologue three acts in German [Sung in Turkish]
Libretto: Rudolf Lothar after a Catalonian play Tierra Baixo by Angel GuimeraPremièr at Neues Deutsches Theater, Prague – 15 November 1903
June 1951
Atlas Theater, Istanbul
ATLAS THEATRE, İSTANBUL
Ankara State Opera tour to Istanbul
Chorus master: Adolfo Camozzo
Scene and costumes: Sabih Kayan
Tomasso the village elder RUHİ SU / SELİM ÜNOKUR / ALİ KÖPÜK bass
Moruccio a miller FİKRET KUNTAY / NEVZAT KARATEKİN / MUAMMER ESİ baritone
Pepa ŞÜKRAN SÜLÜNER / RABİA ÇUBUKÇU soprano
Antonia MESUDE ÇAĞLAYAN / MUKADDER GÜRTEN soprano
Rosalia NECDET DEMİR / HİKMET SESAR tenor
Nuri a little girl AZRA ÇAPLI / ATIFET USMANBAŞ soprano
Martha a servant and ward of Sebastiano LEYLA GENCER soprano
Pedro a shepherd in Sebastiano’s service NURI TÜRKAN tenor
Nando a shepherd AZMİ ÖRSES / ESAT TAMER / SAVNİ SUBAŞI tenor
Place: The Pyrenees and the Lowlands of Catalonia
AKŞAM DAILY NEWSPAPER
1951.05.23
SANAT YENİTÜRK MONTHLY ART MAGAZINE
1951 June No.15
Opera
Devlet Operasının değerli sanatçıları bu sene İstanbul sanatseverlerine iki yeni opera sunuyorlar: Rigoletto ve Tiefland.... Bu yazımızı matbaaya verdiğimiz sırada henüz temsiller başlamamış bulunuyor. Bu itibarla değerli sanatçılarımızın başarı derecelerini gelecek yazımıza bırakarak bu yazımızda bu iki opera hak- kında kısaca bilgi vermeye çalışacağız.
Rigoletto, büyük İtalyan bestecisi Giuseppe Verdi’nin (1813 1901) üç perdelik operasıdır. Konusu Victor Hugo'nun Le Roi S'amuse. İsimli eserinden alınmıştır. Librettoyu Piave hazırlamıştır. İlk defa 11 Mart 1851 de Venedik'te Fenice tiyatrosunda oynanmıştır. Eserin konusunu Kasım 1950 tarihinde yayınlanan Beş Sanatın 8. sayısında anlatmış olduğumuz için burada tekrarlamayacağız. Sadece Rigoletto'nun Ferit Alnar tarafından Türkçeye çevrildiğini ve Aydın Gün tarafından sahneye konulduğunu hatırlatalım. Dük rolünü Nihat Kızıltan'dan, Rigoletto'yu Orhan Günekten, Gilda'yı Ferhan Onat’tan ve Maddelena'yı Necdet Demir’den dinleyeceğimizi umuyoruz. Ankara’da büyük bir başarı ile oynandığını gördüğümüz bu operayı bir kere de İstanbul’da seyretmek bizim için gerçek bir saadet olacaktır.
Türkçede Çukurova anlamında olan Tiefland ise Eugen D'Albert'in operasıdır. İki perde ve bir başlangıçtan ibarettir. Saadet Alp tarafından dilimize çevrilmiş ve Renato Mordo tarafından sahneye konulmuştur. Baş kadın (Soprano) rolünü İstanbulluların konservatuvarın koro konserlerinden tanıdığı Leylà Gencer oynamaktadır. [Atıfet Aşkın]
Devlet Operasının değerli sanatçıları bu sene İstanbul sanatseverlerine iki yeni opera sunuyorlar: Rigoletto ve Tiefland.... Bu yazımızı matbaaya verdiğimiz sırada henüz temsiller başlamamış bulunuyor. Bu itibarla değerli sanatçılarımızın başarı derecelerini gelecek yazımıza bırakarak bu yazımızda bu iki opera hak- kında kısaca bilgi vermeye çalışacağız.
Rigoletto, büyük İtalyan bestecisi Giuseppe Verdi’nin (1813 1901) üç perdelik operasıdır. Konusu Victor Hugo'nun Le Roi S'amuse. İsimli eserinden alınmıştır. Librettoyu Piave hazırlamıştır. İlk defa 11 Mart 1851 de Venedik'te Fenice tiyatrosunda oynanmıştır. Eserin konusunu Kasım 1950 tarihinde yayınlanan Beş Sanatın 8. sayısında anlatmış olduğumuz için burada tekrarlamayacağız. Sadece Rigoletto'nun Ferit Alnar tarafından Türkçeye çevrildiğini ve Aydın Gün tarafından sahneye konulduğunu hatırlatalım. Dük rolünü Nihat Kızıltan'dan, Rigoletto'yu Orhan Günekten, Gilda'yı Ferhan Onat’tan ve Maddelena'yı Necdet Demir’den dinleyeceğimizi umuyoruz. Ankara’da büyük bir başarı ile oynandığını gördüğümüz bu operayı bir kere de İstanbul’da seyretmek bizim için gerçek bir saadet olacaktır.
Türkçede Çukurova anlamında olan Tiefland ise Eugen D'Albert'in operasıdır. İki perde ve bir başlangıçtan ibarettir. Saadet Alp tarafından dilimize çevrilmiş ve Renato Mordo tarafından sahneye konulmuştur. Baş kadın (Soprano) rolünü İstanbulluların konservatuvarın koro konserlerinden tanıdığı Leylà Gencer oynamaktadır. [Atıfet Aşkın]
SANAT YENİTÜRK MONTHLY ART MAGAZINE
1951 July No.16
Opera
Geçen
ay Türk operası, Atlas sinemasında Rigoletto ve Tiefland operalarını temsil
etmek suretiyle büyük sanatlarını İstanbul sanatseverlerine bir nebze
tattırdılar. Geçen sayımızda bu operalar hakkında kısaca bilgi vermeye
çalıştıktan sonra tenkitlerimizi bu sayıya bırakmıştık. Rigoletto, tahminimize
uygun olarak Nihat Kızıltan, Ferhan Onat, Orhan Günek taraflarından temsil
edildi. Yalnız Maddalena’yı Necdet Demir yerine Neriman Hün oynadı. Eserin
temsilinde sanatçılarımızın büyük ses kabiliyetlerine rağmen bir mizansen
eksikliği görülüyordu. Gilda’nın kaçırılışı, Manterone’nin muhafızlar tarafından
işkence edilmek üzere götürülüşü gibi trajik bir hava yaratması gereken sahneler
çok zayıf bir mizansenle oynandı. Aydın Gün’ün cesaretini takdir ediyoruz ama
opera rejisi belki tiyatro rejisinden çok daha güç bir sanat işi... Opera
sahnemiz hiç şüphe yok ki Ebert gibi Mordo gibi usta rejisörlere daha uzun bir
zaman muhtaç kalacaktır. Orhan Günek’in müstesna sesi yanında, evvelki seneler
müsamahalı duygularla karşıladığımız çok mübalağalı oyun tarzına ve telâffuz
hatalarına dokunmadan geçemeyeceğiz. Günek, kendini ses tonlarına bırakarak
telâffuz ettiği kelimelere önem vermez gibi görünüyor ki bu hal bir opera
aktörü için kusur sayılır. Hemen bütün (c) leri (ç) ve (d) leri (t) olarak
telâffuz ediyor, (Demedim mi) yerine (temetim mi) diyor ki bu doğru değil...
Değerli sanatçının diline önem vermesi lâzımdır. Dinleyici onun güzel sesini
dinlerken söylediği sözlerin anlamalarını da güçlük çekme den
anlayabilmelidir. Eserin İtalyanca oynanmayıp büyük zahmetlere katlanılarak
dilimize çevrilmiş olmasının sebebi de bu değil mi?..
Tiefland’in
Mordo’nun mizanseni ile mükemmel bir şekilde temsili ile Rigoletto’daki reji
eksikliğini büsbütün tebarüz etmiş oldu. Tiefland biz İstanbullulara üç büyük
ses sanatçısı daha tanıttı: Leylâ Gencer, Nuri Türkan, Vedat Gürten ... Bu üç
büyük sanatçı temsil gecesi bütün kalpleri fethettiler. Türk operasının
mazhariyetlerinden biri de birbirinden değerli birçok soprano, tenor ve baritona
malik bulunmasıdır. Dünyanın hiçbir operasında bir rolü aynı kudrette
oynayabilecek bu kadar çok eleman bir araya gelmemiştir. Meselâ Marta rolünü
Leylâ Gencer, Semiha Berksoy, Belkıs Aran sıra ile oynuyorlar. Bunlardan başka
aynı rol Ferhan Onat, Azra Çaplı, Ayhan Alnar ve hatta Atıfet Usmanbaş’a da
oynatılabilir. Bir role yedi sanatçı... Bu, gididen öğünülecek bir durum, dur.
'«Değerli operacılarımıza İstanbullular adına teşekkür ederken, böyle senede
bir defa değil, beş altı defa şehrimize gelerek büyük sanatların dan bizleri
de müstefit etmelerini diliyoruz. Emin olsunlar ki bu dilek, bütün İstanbul
sanatseverlerinin müşterek dileğidir.