RECITAL – İSTANBUL
Beyoğlu Küçük Sahne
09 April 1952
Leyla Gencer soprano
Ferdi Statzer piano
Fauré Claire de lune
Fauré Fleur jeteé
Debussy Les cloches Deux Romances
Debussy L’âme évaporée Deux Romances
Debussy Aria di Lia L'Enfant prodigue
Strauss R. Cäcilie, op.27 no.2
Strauss R. Heimliche Auffonderung op.27 no.3
Strauss R. Morgen op.27 no.4
Mozart E Suzanne non vien Le nozze di Figaro
Mozart Ah, lo so, piu non m'avanza Die Zauberflöte
Giordano La mamma morta Andrea Chénier
Verdi O cieli azzurri Aida
Verdi Pace, pace mio dio La forza del destino
Ferdi Statzer piano
Gluck Non, je
n'espre plus Iphigénie en Aulide
Schumann Der Nussbaum Myrthen No.3
Schumann Schöne Fremde, op.39 (Liederkreis) Schumann Der Nussbaum Myrthen No.3
Fauré Claire de lune
Fauré Fleur jeteé
Debussy Les cloches Deux Romances
Debussy L’âme évaporée Deux Romances
Debussy Aria di Lia L'Enfant prodigue
Strauss R. Cäcilie, op.27 no.2
Strauss R. Heimliche Auffonderung op.27 no.3
Strauss R. Morgen op.27 no.4
Mozart E Suzanne non vien Le nozze di Figaro
Mozart Ah, lo so, piu non m'avanza Die Zauberflöte
Giordano La mamma morta Andrea Chénier
Verdi O cieli azzurri Aida
Verdi Pace, pace mio dio La forza del destino
CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER
1952.04.09
VATAN DAILY NEWSPAPER
1952.04.13
San'at
Aleminde
Soprano Leyla Gencer
Yazan:
Fikri Çiçekoğlu
Şan konseri: Devlet Operası artistlerinden soprano Leyla Gençer
Piyano eşliği: Ferdi Statzer
Küçük sahnede
Şan konseri: Devlet Operası artistlerinden soprano Leyla Gençer
Piyano eşliği: Ferdi Statzer
Küçük sahnede
Program
Gluck, Schumann, Fauré, Debussy, R. Strauss, Mozart, Giordano, Verdi'den Liedler ve opera Aryaları
Gluck, Schumann, Fauré, Debussy, R. Strauss, Mozart, Giordano, Verdi'den Liedler ve opera Aryaları
Soprano
Leyla Gençer 9.Nisan.1952 Çarşamba akşamı Küçük Sahnedeki konserini verdi.
İstanbul Konservatuarı korosunda adı sanı belirsiz bir koristken, istidadı ve
sesinin güzel vasıflarıyla dikkati çeken sanatkârın konserini bahis mevzuu
etmeden ve bugün eriştiği dereceyi belirtmeden önce altı yıl kadar gerilere
dönmek istiyorum: Muhiddin Sadak'in yetiştirdiği ve idare ettiği şehir Korosu
içinden 15.Nisan.1946 konserinde bir ses dinlemiştim. Bu ses Leyla Gençer’in
sesiydi. Zoltan Kodaly'nin koro ve solo için «Akşam» adlı eserinden küçük bir
kısım söylüyordu. O günlerde çıkan bir yazımda şu satırlarla Leyla Gençer
üzerinde dikkati, çekiyordum: «Akşam» adlı parçada küçük bir solo kısmı söyleyen
Leyla Gençer'i beğendik; ciddi bir çalışma ile ilerlemek istidadı gösteren vaatli
bir sesi var. Akşam: 21.Nisan.1946 Bir sene sonra 9.Şubat.1947 günü Leyla
Gençer koro ile Gluck'un Orfeo operasından «Zafer sana aşkın ilahını» iki
arkadaşı ile birlikte söylüyordu. 27.Şubat.1947 tarihli Akşam'da çıkan yazımdan
şu satırları alıyorum: «Çok vaitli bir ses, Rahatlık ve kolaylıkla söylüyor...
Sesinde geniş bir ton istidadı var.»
Bu iki yıl içinde (çekingen) ve vasıf (utangaç) kelimeleriyle vasıflandırabileceğim bu iki denemeden sonra 1948 yılı içinde Leylâ Gencer'in ani sanat inkişafına şahit oluyoruz. 17.Şubat.1948 günü yine iki koro arkadaşı ile birlikte Haydn'ın Mevsimler oratoryosundan «Kış» ve «bahara giriş» i söylüyor ve «güzel bir crescendo ile dikkati çekiyor.» Akşam: 22. Şubat 1948. Pangaltı İnci sineması salonunda verilen bir konsere Leyla Gencer, Ferdi Statzer ve Muhiddin Sadak'la birlikte katılıyor. Brahms, Fauré ve Grieg'te üç Lied'le Reyer'in Sigurd operasından ve Puccini'nin Tosca’sından birer arya söylüyor. Bu konser münasebetiyle çıkan yazımda Leyla Gençer hakkında şu satırlar var: «Şehir korosu için de almış olduğu vazifeler mühim olmamakla beraber sesinin ilerisi hakkında edindiğim müsbet kanaati o vakitten beri belirtmiştim. Bu konser bana yanılmadığımı ispat eden iyi bir vesile oldu... Dün Şehir Korosun da küçük birkaç pasajla sesini dinleten, bugün üç melodi ve iki opera Aryası ile müşterek bir konserde yer alan sanatkârın, yarın bir konser programını tek başına başarmasını beklemek hatalı bir görüş olmaz.» Akşam: 16. Mart. 1948,
Konservatuarın, orkestra koro konserinde Leyla Gençer’in söylediği Schubert'ten Miryam'ın Zafer şarkısı şu satırların yazılmasına vesile olmuştu: «Bu koronun bünyesinden Leyla Gençer ayarında istidatlar çıkmaktadır... Leyla Gençer’in güzel bir istikbale namzet olduğunu belirttiğimiz sesini, - koroda dinlediğimiz ilk birkaç mezürlük sololarından beri- her konserde ve hususile Miryam'ın Zafer Şarkısında daha olgunlaşmış bulduk. Ses daha çok kuvvet ve kudret bulmuş: ton daha genişlemiş. Forte'lerde bile orkestra ve koronun ses kitlesi üstünde hüküm süren Leyla Gençer'in sesini daima vuzuhla seçmek mümkün oluyordu.» Akşam: 16, Mayıs, 1948 Açık hava Tiyatrosunda verilen bir konserde (27.8.1948) Leyla Gençer Richard Wagner'in Lohengrin operasından Elsa’nın Traum'unu söylüyor. Bu konser hakkındaki yazımdan şu satırları alıyorum: «İstidadı günden güne inkişaf eden genç sanatkâr, bu sefer de açık havada sesinin kudretini, zenginliğini ve müzik anlayışının gittikçe olgunlaştığını ispat etti.» Akşam: 6.Eylül.1948
Leyla Gençer Ankara’ya gittikten sonra, geçen sene vefat eden Arangi-Lombardi'nin yanında çalıştı. Sesinin bugünkü kemalini hu değerli hocaya borçludur, sanırım.
Geçen sene Devlet Operasıyla şehrimize gelen ve Eugene d'Albert'in Tiefland operasında Martha rolünü yaratan sanatkârı dinliyemediğime bugün de müteessirim.
Değerli ses sanatkârının Küçük sahnede verdiği konser, en çok 300 kişilik bir dinleyiciye hitap etmiş olmasına rağmen, şehrimizin musiki hayatında ön planda yer alması gereken bir musiki hadisesidir. Schumann, Faure, Debussy ve R. Strauss'un Liedlerinde; Gluck, Mozart, Verdi, Debussy ve Giordano'nun opera Aria'larinda güzel bir başarı kazanan Leyla Gençer; öz sahası olan operada olduğu kadar Lied'te de olgun bir sanatkâr olduğunu ispat etti. Lied'lerde sesin ve çehrenin ifadesiyle yetinen soprano. Arialarda müzikalitesine es komedyenliğiyle de dikkati çekti.
Soprano Leyla Gençer'in Tanrı vergisi bol ve bereketli sesi sanatla bezenince daha da kıymetlenmiş: «Aigu» berrak ve pürüzsüz. En tiz sesler zahmetsizce, rahatça çıkıyor. Ve biz dinlerken «acaba?» diye kıvrılan hiç istifhamla şüpheye düşmüyoruz; sanatkârdaki emniyet ve itimat bizi de sarıyor. «Medium» çeşit çeşit renkli ve çekici, «Grave» yer yer sıcak ve yumuşak, yer yer kudretli ve derin. Leyla Gençer'in sesini koro ve orkestra ile birlikte dinlediğim günlerden kalma bir tesirle daima şöyle düşünürüm: Saz ve topluluklarının üstünde süzülen, hüküm süren bir ses...
Soprano Leyla Gençer'in Küçük Sahnedeki konserinden sonra, bu güzel sesi sınır aşırı ülkelerde de dinletmek ve alkışlatmak icap ettiği kanaatindeyim.
Bu iki yıl içinde (çekingen) ve vasıf (utangaç) kelimeleriyle vasıflandırabileceğim bu iki denemeden sonra 1948 yılı içinde Leylâ Gencer'in ani sanat inkişafına şahit oluyoruz. 17.Şubat.1948 günü yine iki koro arkadaşı ile birlikte Haydn'ın Mevsimler oratoryosundan «Kış» ve «bahara giriş» i söylüyor ve «güzel bir crescendo ile dikkati çekiyor.» Akşam: 22. Şubat 1948. Pangaltı İnci sineması salonunda verilen bir konsere Leyla Gencer, Ferdi Statzer ve Muhiddin Sadak'la birlikte katılıyor. Brahms, Fauré ve Grieg'te üç Lied'le Reyer'in Sigurd operasından ve Puccini'nin Tosca’sından birer arya söylüyor. Bu konser münasebetiyle çıkan yazımda Leyla Gençer hakkında şu satırlar var: «Şehir korosu için de almış olduğu vazifeler mühim olmamakla beraber sesinin ilerisi hakkında edindiğim müsbet kanaati o vakitten beri belirtmiştim. Bu konser bana yanılmadığımı ispat eden iyi bir vesile oldu... Dün Şehir Korosun da küçük birkaç pasajla sesini dinleten, bugün üç melodi ve iki opera Aryası ile müşterek bir konserde yer alan sanatkârın, yarın bir konser programını tek başına başarmasını beklemek hatalı bir görüş olmaz.» Akşam: 16. Mart. 1948,
Konservatuarın, orkestra koro konserinde Leyla Gençer’in söylediği Schubert'ten Miryam'ın Zafer şarkısı şu satırların yazılmasına vesile olmuştu: «Bu koronun bünyesinden Leyla Gençer ayarında istidatlar çıkmaktadır... Leyla Gençer’in güzel bir istikbale namzet olduğunu belirttiğimiz sesini, - koroda dinlediğimiz ilk birkaç mezürlük sololarından beri- her konserde ve hususile Miryam'ın Zafer Şarkısında daha olgunlaşmış bulduk. Ses daha çok kuvvet ve kudret bulmuş: ton daha genişlemiş. Forte'lerde bile orkestra ve koronun ses kitlesi üstünde hüküm süren Leyla Gençer'in sesini daima vuzuhla seçmek mümkün oluyordu.» Akşam: 16, Mayıs, 1948 Açık hava Tiyatrosunda verilen bir konserde (27.8.1948) Leyla Gençer Richard Wagner'in Lohengrin operasından Elsa’nın Traum'unu söylüyor. Bu konser hakkındaki yazımdan şu satırları alıyorum: «İstidadı günden güne inkişaf eden genç sanatkâr, bu sefer de açık havada sesinin kudretini, zenginliğini ve müzik anlayışının gittikçe olgunlaştığını ispat etti.» Akşam: 6.Eylül.1948
Leyla Gençer Ankara’ya gittikten sonra, geçen sene vefat eden Arangi-Lombardi'nin yanında çalıştı. Sesinin bugünkü kemalini hu değerli hocaya borçludur, sanırım.
Geçen sene Devlet Operasıyla şehrimize gelen ve Eugene d'Albert'in Tiefland operasında Martha rolünü yaratan sanatkârı dinliyemediğime bugün de müteessirim.
Değerli ses sanatkârının Küçük sahnede verdiği konser, en çok 300 kişilik bir dinleyiciye hitap etmiş olmasına rağmen, şehrimizin musiki hayatında ön planda yer alması gereken bir musiki hadisesidir. Schumann, Faure, Debussy ve R. Strauss'un Liedlerinde; Gluck, Mozart, Verdi, Debussy ve Giordano'nun opera Aria'larinda güzel bir başarı kazanan Leyla Gençer; öz sahası olan operada olduğu kadar Lied'te de olgun bir sanatkâr olduğunu ispat etti. Lied'lerde sesin ve çehrenin ifadesiyle yetinen soprano. Arialarda müzikalitesine es komedyenliğiyle de dikkati çekti.
Soprano Leyla Gençer'in Tanrı vergisi bol ve bereketli sesi sanatla bezenince daha da kıymetlenmiş: «Aigu» berrak ve pürüzsüz. En tiz sesler zahmetsizce, rahatça çıkıyor. Ve biz dinlerken «acaba?» diye kıvrılan hiç istifhamla şüpheye düşmüyoruz; sanatkârdaki emniyet ve itimat bizi de sarıyor. «Medium» çeşit çeşit renkli ve çekici, «Grave» yer yer sıcak ve yumuşak, yer yer kudretli ve derin. Leyla Gençer'in sesini koro ve orkestra ile birlikte dinlediğim günlerden kalma bir tesirle daima şöyle düşünürüm: Saz ve topluluklarının üstünde süzülen, hüküm süren bir ses...
Soprano Leyla Gençer'in Küçük Sahnedeki konserinden sonra, bu güzel sesi sınır aşırı ülkelerde de dinletmek ve alkışlatmak icap ettiği kanaatindeyim.
HAFTA WEEKLY MAGAZINE
1952.04.18
STATE THEATER MAGAZINE
1952.05.09