RECITAL – ISTANBUL

Atlas Movie Theater
13 January 1954

İstanbul Gazeteciler Sendikası Yapı Kooperatifi

Orhan Borar Quartet
Haydn: Quartet No.74 in C major


Leyla Gencer soprano
Cemal Reşit Repiano
 
Strauss R. Morgen op.27 no.4 
Strauss R. Befreit op.39 no.4 
Mozart Per pieta, ben mio, perdona Cosi fan tutte 
Gounod Ah! je ris de me voir si belle Faust 
Verdi Addio del passato La Traviata 
Mascagni Voi che sapete Cavalleria Rusticana 
Puccini Un bel di vedramo Madama Butterfly (Ancor)


İstanbul City Choir
Muhiddin Sadak choir master
Cemal Reşit Rey piano

Brahms Waldesnacht op.62 from Sieben Lieder
Brahms Vergangen ist mir Glück und Heil op.62 from Sieben Lieder
Saygun Ay doğar Giresundan
Aru Çingene kervanı
Cui Kış
Rey Çayır ince biçemedim
Cemil Evlerin önü Mersin
Sadak Çıktım yolun doğrusuna
Altuğ Arabamın atları
Sadak Adananın yollarında
Saygun Kevenk yolu

MİLLİYET DAILY NEWSPAPER                                                 

1954.01.08

MİLLİYET DAILY NEWSPAPER                                                 
1954.01.12

CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER                                                 
1954.01.13

VATAN DAILY NEWSPAPER                                                 
1954.01.13

CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER                                                 
1954.01.15

CUMHURİYET DAILY NEWSPAPER                                                 
1954.01.16

YENİ İNCİ WEEKLY MAGAZINE                                               
1954.01.22
Operamızın
en kuvvetli
sopranosu
LEYLA GENCERİN
KONSERİ
 
Onun ilânları bir hafta önceden başlamıştı. Gazetelerin birer köşesinde mütevazi, fakat olgun birer ilândı bunlar...
Birçok saz salonlarının, pek çok bahçelerde her türlü vesileyle tertipledikleri, gayesi para kazanmaktan başka bir şey olmayan, gazete ve emsali neşir organlarına verdikleri ilânları, nerede!.. Ve bu konserin her türlü gösterişten azade ilânları nerede.
13 Ocak Çarşamba gecesi meraklılar kısa bir zamanda Atlas sinemasını doldurmuştu. Manzara büyük mikyasta bir moda defilesini andırıyor, her yeni gelen hanım, hemcinsleri tarafından tecessüsü nazarlarla süzülüyordu. Arpej sürünmüş tek hanım yoktu.
Dinleyiciler zengin, mütevazi, şık, sade fakat hepsinin görünüşleri asildi. Herkes kısa bir zamanda yerini almış konser saatinin yaklaşmasını, yanındakilerle başkalarını rahatsız etmeden konuşarak, bekliyordu.
Onları arasında, alaturka konser yerlerindeki dinleyiciler gibi öteden beri rastladığımız emzikli, emziksiz, konserin en güzel yerinde zırlayıp, bağıran, yüksek sesle oyun oynayan çocuklu kadınlar, yanındaki arkadaşının kaba bir şakasına «Hadi be kız sen de!» diye karşılıkta bulunduktan sonra herkesi rahatsız eden, kimseler yoktu.
Konsere on dakika geç olarak başlandı. Önce fraklar giyinmiş olarak gelen M. Sadak, O. Borar, V. Arslanyan ve Kavafyan'dan bir kuartet dinledik. Hepsi bir örnek bir kompozisyon teşkil ediyorlardı. Kuartet seansını bitirdikten sonra Leyla Gencer, kendisine piyanoda refakat edecek olan Cemal Reşit Beyle sahneye çıktılar. Leyla Gencer sahneye sanki alelâde bir yere giriyormuş gibi rahat ve serbestçe girerek yerini aldı. Kendilerine pek yakışan dekolte, göğüs kenarları ve arası işlenmiş çivitli açık mavi taftadan zarif bir tuvalet giymiş, üzerine de ayni taftadan bir şal almıştı.
Yüz ve vücut hareketlerini terennüm ettiği opera parçalarıyla ahenkleştiren Leylâ Gencer, büyük bir ses sanatkârı, muazzam bir aktör olduğunu ispat etti.
O gece, geniş bir kültürü, muazzam sahne kabiliyetini, şahane bir sesi ve geniş bir müzik bilgisini şahsında mezcetmiş olan Leylâ Gencer sanatının zirvesine erişmiş, bizleri de âdeta büyülemişti.
Acaba o gece alaturkamızın bin naz ile, bin ağdalı hareketlerle, türlü poz ve yapmacıklarla sahneye çıkan, ellerini sallaya sallaya, havaya yırtarcasına bağırarak şarkılar söyleyen solistler neredeydi? Eğer o gece Atlas Sinemasında bulunsaydılar herhalde çok şeyler öğrenir ve bu konserden istifade ederlerdi.
Kendimi bir Avrupa konser salonunda sandım. Halkın tezahürü ölçülü ve samimiydi. Kendilerine bir opera binası çok görülmüş olan İstanbullular, bu müzik ziyafetinden dolayı Leyla Gencer'i alkışlarken bana iki ses çıkıyormuş gibi geldi.
Ley1â Gencer'in Avrupa’da da aynı ve hatta daha büyük iltifatlara mazhar olacağına inanıyor ve oradan gelecek haberleri şiddetle bekliyoruz.
 
Gecenin bozuk taraflarına gelince:
 
1 – Kim olursa olsun konser başladıktan sonra gelen içeriye alınmayacak, geç kalan hanımefendi ve beyefendi kılıklı şahıslar salonun sükûtunu ve dinleyicinin huzurunu ihlâl etmek saygısızlığını gösteremeyeceklerdi.
2 – Konservatuvar korosu Leylâ Gencer'in konserinden evvele alınacak ve bu suretle konser adabını bilmeyen birkaç kişinin, koronun seansa başladığı esnada ayağa kalkıp gitmek suretiyle nezaket kaidelerine aykırı hareketlerine mâni olunacak, koronun da hakkı yenmeyecekti. Halka yukarıda kozmopolitti demem bu yüzdendir. Hatta koroyu idare eden M. Sadak'ın bile asabının bozulduğunu gördük. Ve haklıydı. Bu eşhas, hareketleriyle bir konsere değil, bir etiket merakı için geldiklerini göstermiş oldular.